Gazze, can çekişiyor. Terör devleti İsrail Gazze’ye kan banyosu yaptırıyor. Allah lanet etsin, kahretsin bu hunhar ve barbar mahlûkatları.
Bunlar insan değil.
Bunlar Kur’ân’ın tarifiyle “belhüm edall”; hayvandan da aşağı. Hayvanlar masum. Bunlar “köpek”!
İNGİLİZLERLE YAHUDİLER ARASINDA KAPANA KISTIRILMAK!
Yaşananları sâkin bir kafayla okumaya çalıştığım bir metin sunuyorum size.
Bir ülkedeki ya da medeniyet coğrafyasındaki fiilî ve zihnî yıkımları, sadece dış faktörlerle açıklamak, entelektüel zaafa ve yetersizliğe işaret eder.
Öte yandan, modern tarihin, Batılı emperyalist aktörlerin, dünyanın bütün medeniyetlerinin kökünü kazıyan, hiçbirine hayat hakkı tanımayan çok yönlü ve kapsamlı bir saldırı ürettikleri vahşî bir sömürgecilik tarihi olduğu yakıcı gerçeğini görmemek ve bütün bu saldırı biçimlerinin yol açtığı yıkımı yoksaymak ise entelektüel sefaleti ve ruhsuzluğu gözler önüne serer.
Son 75 yıldır İsrail zulmü kan kusturdu Filistin’deki Müslümanlara. Sadece Filistin’deki Müslümanlara değil elbette. Lübnan ve Suriye’deki Müslümanlara da.
Halkların yanı sıra ülkelere de çok büyük zulüm yaptı işgalci emperyalist İsrail. Suudi Arabistan ve Mısır, sürekli karıştırdığı, iki önemli Arap ülkesi.
Körfez ülkeleri de hâkeza!
İsrail’in kapanına kıstırılmış durumda neredeyse bütün Arabistan Yarımadası.
İslâm dünyası, özellikle de Arap dünyası, Osmanlı’nın durdurulmasından bu yana İsrail’deki ve Amerika’yı kontrol eden, Silikon Vadisi’nden Hollywood’a, ekonomisinden medyasına, Pentagon’undan silah endüstrisine kadar ABD’nin her şeyine hâkim olan Yahudilerle, iki asırdır Yahudilerle birlikte İslâm dünyasının kaderini şekillendiren İngilizlerin kölesi.
Bir taraftan Yahudiler açıktan, öte yandan İngilizler örtük bir şekilde İslâm dünyasının kaderine hükmediyor iki asırdır.
İki yüzyılın ilk yüzyılını İngilizler şekillendirdiler hem siyasî hem de teolojik olarak: Müslüman toplumların İslâm anlayışını bozacak akîdevî ve fıkhî akımlar icat ederek. Bugünkü hâricî mantığının ve kukla olarak kullandıkları terör örgütlerinin tohumlarını İngilizler ektiler hem Osmanlı coğrafyasında hem de Müslüman Hint coğrafyasında. Vehhâbîlik başta olmakta üzere, Ehl-i Sünnet Omurga’nın temsilcisi Osmanlı’yı, Müslüman Hint coğrafyasını ve Arap dünyasını paramparça edecek teopolitik stratejileri İngilizler geliştirdiler.
Şu an yaklaşık 75 yıldır da Yahudiler devam ettiriyorlar başka yöntemlerle de olsa.
İngilizler önce teopolitik stratejilerle Ehl-i Sünnet omurga’yı çökerttiler hem Osmanlı’yı hem de Müslüman Hindistan’ı paramparça ederek…
Sonra Yahudiler, fiilen ve siyaseten kontrol ettiler, paçavraya çevirdiler bütün Arap dünyasını. Şimdi parmaklarında oynatıyorlar Arapları son bir asırdır!
İnanılır gibi değil: İttihad-ı İslâm’ın yegâne teminatı olan hilâfetin çökertilmesiyle Müslümanları hem başsız hem de gövdesiz bıraktılar.
Amerika’yı kontrol eden Yahudiler’in işgal etmediği, askerî yığınak yapmadığı Arap ülkesi yok. Öte yandan İngiltere’nin bürokrasini, devlet aygıtını, elitokrasisini ve oligarşisini kontrol ermediği Arap ülkesi de yok.
İslâm dünyası iki asırdır İngilizlerle Yahudilerin kölesi, özetle söylemek gerekirse…
TEOPOLİTİK STRATEJİLERİN ZAFERİ: FİÎLÎ İŞGALDEN ZİHNÎ İŞGALE…
Şunu diyorum özetle: İslâm dünyası önce fiilen işgal edildi, sonra da zihnen köleleştiriliyor geliştirilen teopolitik stratejilerle: Arap yarımadasında icat edilen hâricî mantığının, Müslüman Hindistan’da zuhûr ettirilen Kadıyanîlik ve Kur’âniyyûn hareketlerinin hedefi, fiilen paramparça edilen İslâm dünyasının zihnen de iğdiş edilmesi, İslâm’ın kurucu kaynaklarıyla ilişkilerinin bozulması, böylelikle İslâm’ı protestanlaştıracak, hayattan uzaklaştıracak, bireysel bir inanç meselesine indirgeyerek sadece “afyon işlevi” görecek peygambersiz, deist bir İslâm algısının köksalmasının sağlanması…
İslâm dünyasının fiilen dolayısıyla dışarıdan sömürgeleştirilmesi ve parçalanması, kaynaklarının yağmalanması süreci tamamlandı bu iki yüzyılın ilk yüzyılında.
Bu iki yüzyılın son yüzyılında ise zihnen dolayısıyla içeriden sömürgeleştirilmesi, Müslümanların İslâm’ın kurucu kaynaklarıyla imajinatif ilişkiler kurmalarını önleyecek epistemik köleleştir/il/me süreci hız kazandı.
Bu iki sömürgecilik biçimi sadece İslâm dünyasında değil, bütün dünya coğrafyasında da uygulandı, uygulanıyor.
Sonuç, insanlık adına, insanlığın geleceği adına ürpertici gerçekten.
Bütün dinlerin fosilleştirilmesi, medeniyetlerin yaşama, varolma zeminlerinin fiilen ve zihnen yok edilmesi, insanlığa ve hakikate yapılan büyük bir saldırıdır.
Sadece İslâm’ın dönüştürülememesi, Müslüman toplumların aydınlarının kendi kurucu kaynaklarıyla irtibat kurma imkânlarının yok edilememesi, İslâm’ın kaynaklarının sunduğu direnç noktalarının muhkem ve dirençli olduğunu gösteriyor.
Filistinliler, insanlığın haysiyetini kurtarıyorlar terör devleti İsrail’in hunharca, vahşîce saldırılarına 75 yıldır destansı bir direniş mücadelesi vererek...
İsrail, Gazze’yi cehenneme çevirdi, taş üstünde taş bırakmadı neredeyse… Büyük bir soykırım yapıyor!
Bütün dinleri dönüştürdüler, tek dünya dini diye saçma sapan bir afyon icat ermeye çalışıyorlar. Bunu ancak İslâm’ı da fosilleştirebilirlerse (protestanlaştırarak ruhunu yok edebilirlerse) başarabilirler.
Filistinliler pagan Batılı ve sapkın Yahudilerin saldırılarına direnerek insanlığın haysiyetini koruyorlar. İslâm da bütün dönüştürme girişimlerine direnen Müslümanların gösterdikleri mücahede ile dinin, inancın haysiyetini ve asliyetini koruyor.
Gelecek, Müslümanlar yeniden kendilerine gelip yeniden tarihe girecek, tarihi şekillendirecek bir ruhla donanmaya başladıkları zaman gelecek. O zaman insanlık yeniden insanlık yüzü görecek inşallah…
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusuf-kaplan/yahudi-ve-ingiliz-kusatmasini-yarmak-zorundayiz-4567668