Yusuf Kaplan - Üç Mahmud Efendi: Temelleri-Koyucu, Kurucu, “Koruyucu” 24 Haz 2022

Yusuf Kaplan - Üç Mahmud Efendi: Temelleri-Koyucu, Kurucu, “Koruyucu” 24 Haz 2022

Yusuf Kaplan - Üç Mahmud Efendi: Temelleri-Koyucu, Kurucu, “Koruyucu” 24 Haz 2022


Mahmud Efendi Hazretleri (ks) Hakka yürüdü. Rahmet-i Rahmân’a kavuştu.

Allah (cc) rahmet eylesin; mekânı cennet, makamı âlî olsun.

Türkiye, neyi, nasıl bir şahsiyeti ve değeri kaybettiğini daha sonra anlayacak…

Ülkemizin başı sağolsun.

DİRENİŞ, DİRİLİŞ VE VAROLUŞ YOLCULUKLARI…

Bir asra yaklaşan bir ömür.

Hayatı, Türkiye’nin yakın tarihine, yüzyıllık tarihine damgasını vuran yarma harekâtlarının özeti gibi.

Çilelerle dolu…

Yılmaz mücadeleler tarihi…

Hakikat medeniyeti yolculuğumuzu kesintiye uğratan ölümcül iç ve dış “darbe”lere, yıkımlara karşı direniş, diriliş ve varoluş yolculuklarının zorlu hikâyesi…

Mahmud Efendi Hz., toplumumuzun işte bu zorlu direniş, diriliş ve varoluş yolculuklarının sembolü oldu.

Direniş yolculuğu, ilim yolculuğuydu; medreseyi sahiciliğini bozmadan, Kur’ân dili Arapça’yı klasik usûlle öğreterek, sağlam akîde, kelâm, fıkıh ve fıkıh usûlü, hadis ve hadis usûlü üzerinden yaşattı, canlandırdı, toplumun direnç noktalarını muhkemleştirdi.

İlim yolculuğu, medrese üzerinden yok oluşa direnişin temellerini belirledi.

Her mahalleye bir erkek ve bir kız Kur’ân kursu açılmasıyla, bu sade medrese ve eğitim modeliyle toplumun yok olmasının önüne set çekilmiş oldu.

Direnişin, dirilişe dönüştürülmesi gerekiyordu, direnişin istenen sonucu verebilmesi için.

Dirilişin tohumları, İrfan yolculuğuyla ekildi. Topluma böyle ulaşıldı. İlim yolculuğu ile Müslüman zihin, Ehl-i Sünnet akîde üzerinden muhkem bir şekilde inşa edildi. Müslüman şahsiyet böyle böyle ete kemiğe büründü.

İrfan yolculuğu, kişinin hem iç dünyasını tahkim etmesini hem de toplumu vareden ZEMİN’i muhkemleştirerek diriliş gayretlerinin köksalmasını sağladı.

Son aşama, İslâm’ın bu toplumdan silinmeyeceğinin gösterildiği varoluş aşamasıydı.

İlim yolculuğu ile adeta Mekke süreci yeniden inşa edildi, çağdaş cahiliyye ile mücadele edildi, her türlü küfre, şirke karşı direnildi, direnç biçimleri geliştirildi, başta nefs putu ve dünyevî putlarla mücadele edecek Müslüman ZİHİN, müslüman şahsiyet inşası gerçekleşti.

İrfan yolculuğu ile ise Medine süreci inşa edilmeye çalışıldı. Müslümanca yaşama ZEMİN’i hem içe yapılan yolculukla hem de içeriyi terbiye ve tezkiye çabası gerçeğe dönüştürülerek dış’ı, ferdin ötesini, dış dünyayı, toplumu Müslümanlaştırma cehdiyle dirilişin tohumları ekildi.

Son aşama, Hikmet yolculuğu oldu.

TEMEL İLKELER, SOSYAL YAPILAR VE KORUYUCU KALKANLAR

Bu üç teorik sürecin pratikte nasıl işle(til)diğine bakmak da zihin açıcı olabilir…

İlim yolculuğu ile akîdevî temeller inşa edildi. Böylelikle hem durulan yer, durulması gereken mevzi muhkemleştirildi hem de bu sağlam temeller üzerinden akîdeye, İslâmî duyarlıklara ve değerlere yapılan seküler, yok edici saldırılara direnildi ve bu içerden sömürgeleştirici, celladına âşık edici saldırılar püskürtüldü.

İrfan yolculuğu ile müslüman şahsiyet, muhkem bir sosyal doku ve yapı inşa edildi. Bütün müslüman toplumların müşterek giysisi, Efendimizin (sav) sünnet-i seniyyesi çarşaf, sarık, cüppe ile bu Müslüman toplumun kimliği ve anlam haritaları korundu. Mahmud Efendi, çarşaf’ı diri tutarak, müslüman toplum yapısını dinamitleyecek girişimlerin toplumun İslâmî duyarlıklarını ve hayat tarzını yok etmesini önledi, dirilişin tohumlarını böyle böyle ekti.

İrfan yolculuğu ile hem müslüman şahsiyetin sarsılması, yok olması önlendi hem de topluma dışarıdan dayatılan sekülerleşme biçimlerine, seküler giyim kuşam tarzlarına, göstergebilimsel düzene direnilerek İslâmî hayat tarzının yok olmasının önüne sarsılmaz bir set çekilmiş oldu. İrfan yolculuğu, hem şahsî düzlemde hem de sosyal düzlemde İslâmî dirilişin temellerini sağlamlaştırdı.

Hikmet yolculuğuyla, bu toplumun Müslüman kimliğinin korunmasında, İsmailağa’nın açıkça gösterdiği üzere, Akîde, Fıkıh ve Tasavvuf’un ne kadar hayatî rol oynayacağı ispatlandı. Bunun sarsılmaz kurumları kuruldu. Hem medrese hem de tarikat “kurumları” toplumun yok oluşuna karşı koruyucu kalkanlar olarak tarihî bir rol oynadı.

PATRİKHANE KUŞATMASINI İSMAİLAĞA YARDI: TÜRKİYE’NİN BAĞIMSIZLIĞININ İSLÂM’A BAĞLI OLDUĞU İSPATLANDI

Hikmet yolculuğunun görünmeyen bir boyutu da, ülkenin bağımsızlığının korunmasında İsmailağa'nın, özellikle Ali Haydar Efendi ile Mahmud Efendi’nin nasıl tarihî bir rol oynadıklarının bizzat ülkenin vatansever seküler generalleri tarafından da itiraf edilmesi oldu.

İsmailağa, dolayısıyla Mahmud Efendi hem 28 Şubatçılara karşı İslâmî kimliğin korunmasında hem de Patrikhane üzerinden Türkiye’yi kuşatma girişimlerime karşı Türkiye’nin bağımsızlığının korunmasında kilit rol oynadı. Böylelikle, İslâm'ın, Türkiye’nin bağımsızlığının yegâne şartı ve teminatı olduğu bir kez daha ispatlanmış oldu.

Patrikhane’ye karşı Türkiye’nin bağımsızlığını teminat altına alacak, derin, köklü, basiret ve feraset dolu siyaset üstü hikmet dolu bir siyaset inşa edilerek ülkenin bağımsızlığının tehlikeye girmesinin önüne büyük ve yıkılmaz bir duvar örüldü.

Mahmud Efendi Hz., herhangi bir tarikat lideri değildi. Hem toplumumuzun İslâmî kimliğinin inşasında ve idamesinde hem de ülkemizin bağımsızlığının korunmasında yaşarken yeterince farkedilemeyen tarihî bir rol oynayan önemli bir şahsiyetti.

Özetle… Akaid-i Kur’âniyye ile direnişin, Sünnet-i Nebeviyye ile dirilişin, çarşaf ve sarıktan oluşan İslâmî anlam haritasıyla Patrikhane’yi çepeçevre kuşatan Siyaset-i Hikemiyye ile varoluşun sembolü oldu.

Allah (cc) ondan razı olsun. Makamı âlî olsun.