Yusuf KAPLAN - Sosyal medya, kitlelerin afyonudur! - 24 Mayıs 2021

Yusuf KAPLAN - Sosyal medya, kitlelerin afyonudur! - 24 Mayıs 2021

Yusuf KAPLAN - Sosyal medya, kitlelerin afyonudur! - 24 Mayıs 2021


Kültür, kabaca, insanın ürettiği şeydir. Popüler kültür, insanı üreten, şekillendiren, bir kalıba sokan, yüzeye hapseden, bir çöp gibi önüne katıp sürükleyen, tek tip robotlaşmış tipler üreten bir “şey”. İnsanı, hakikati, hayatı şeyleştiren, anlamsızlaştıran, ruhsuzlaştıran, estetize edici bir dille, ayartarak yok eden bir “şey”.

Kültür, insanın eseridir.

İnsansa, popüler kültürün esiri.

GENÇ KUŞAKLARI, SOSYAL MEDYA ÇÖPLÜĞÜNE GÖMMEK!

Popüler kültür, küfürdür, demiştim.

Küfürdür; kendini dayatır, insanı ayartır, tüketir, dünyadan, dünyanın sorunlarından uzaklaştırır, hakikatin üstünü örter, hakikat benim der, kendini “yegâne gerçek benim” diye satar.

Sorun, sosyal medyada İslâmî içerik üretmekle çözülecek bir sorun değildir; sorun, formun, normunu dayatması, insanın zihin setlerini, davranış biçimlerini dönüştürmesidir. Önce felsefî olarak bunu anlamamız gerekiyor. Bunu anlamadan İslâmî içerik üretiyorum, diyerek, gömersek genç kuşakları sosyal medya çöplüğüne, zokayı yutarız, popüler kültürün köleleri hâline getirmekten başka bir şey yapmış olmayız!

Popüler kültürle uğraşıp da popüler kültürü dönüştürmek mümkün değildir, form çok güçlü, çok ayartıcı, çok kamplaştırıcı, çok pornografik, çok adrenalini tırmandırıcı... o yüzden popüler kültür seni beni hepimizi dönüştürür. Bunu, bileceğiz öncelikle.

Ne yapacağız, peki?

Uzak durmayacağız popüler kültürden, popüler kültürün mecrası sosyal medyalardan.

Uzağında duracağız.

Zararlarını öğrenip, gösterip zararlarından uzaklaştıracağız çocuklarımızı.

Ve şunu asla unutmayacağız: Bütün sosyal medya formları, 4-5 senelik bir ömre sahiptir, bilemediniz 8-10 senelik bir ömre...

Hepsi değişecek ve bizi de değiştirip dönüştürecek...

BİZ GEÇİCİ OLANA DEĞİL KALICI OLANA TALİBİZ!

Biz, Müslümanlar olarak geçici olana değil kalıcı olana yoğunlaşacağız; hakikatin izini süren bir topluluk olacağız, hakikatin izini sürebilmek için de ilme, irfana, hikmete odaklanacağız; çağı iyi tanıyacak ve bizim çağrımızın çağını kurmasını sağlayacak zihnî donanımı inşa edecek kapsamlı bir medeniyet fikriyatı inşası yolculuğuna soyunacağız...

En iyi yapacağımız şey, dijital dünyanın şifrelerini çözmek, olabilir sadece; insanları sosyal medyanın çöplüğüne gömmek değil!

Bunu yapamayız.

Bu bizim intiharımız olur.

Kendi ayağımıza kurşun sıkmamız.

Özellikle ailelerin bilinçlenmesini sağlamalıyız nasıl bir çöplüğe yuvarlandıkları konusunda çocuklarının.

Dijital okuryazarlık derslerine ihtiyaç var millî eğitimde.

POPÜLER KÜLTÜR NEDEN KİTLELERİN AFYONUDUR?

Sosyal medyanın popüler kültür çöplüğüne dönüşmesi normal.

Bu, küresel, siyasî bir projedir: Kitleleri sosyal medya çöplüğüne gömerek, dünyadan, dünyanın sorunlarından uzaklaştırmak, popüler kültürü üreten ve yayan bu mecraları narkoz etkisi yapacak şekilde kullanmak!

Böylelikle kitleleri, özellikle de genç kuşakları hem hız, haz ve ayartının kölesi hâline getirerek kültürsüzleştirmek, dolayısıyla barbarlaştırmak hem de dünyadan ve hayattan uzaklaştırarak dünyayı daha kolay sömürmek.

O yüzden popüler kültür, kitlelerin afyonudur. Kitleleri, özellikle de hayatın akışında en etkin, dinamik ve belirleyici roller oynayacak gençleri uyuşturarak, haksızlıklara, zulümlere, yıkımlara isyan etme enerjilerini yok ederek dünyayı daha rahat sömürmek.

Kitleleri, özellikle de genç kuşakları sosyal medyaya, dijital dünyaya gömerek, haksız, zorba, ruhsuz tekno-pagan küresel kapitalist düzenin yağ gibi işlemesini sağlamak..

BU ONTOLOJİK YIKIMA VE YOK OLUŞA BİZ “DUR!” DİYEBİLİRİZ SADECE!

Kitleleri, genç kuşakları popüler kültür mecralarıyla uyuşturan bu barbar hegemonyaya “dur!” diyecek bizleriz sadece; her hâl ve şartta hakikatin izini sürerek insanlığın insanca yaşayacağı bir medeniyet fikrini insanlığa armağan edecek öncü kuşaklar yetiştirmek için çırpınan Müslümanlar.

Çağı iyi tanıyacak, sonra da çağı tanımadığını ilan edecek ümmîleşmiş / çağrısı çağını kuracak fikir, oluş ve varoluş çilesi çeken, bu dünyada yaşayan ama bu dünyayı yaşamayan çağımızın “şafak yağmurları” öncü kuşaklar.

Özetle: Ben zihnî, kültürel, ahlâkî bakımdan dekadansın (tefessühün, çürümenin) cirit attığı sosyal medya çöplüğüne gömülerek yeni Gazâlî, yeni Sinan, yeni Itrî, yeni İbn Arabî karakteri yetiştiremem!

Olacak iş değil bu!

Oysa biz, yeni Gazâlî, İbn Sina, el Cezerî, Sinan, Itrî karakterleri yetiştirebildiğimiz zaman hem umut olabiliriz hem de umut sunabiliriz insanlığa....

Dijital dünyanın dilini, doğasını ve felsefesini kavrayamayanlar ne kadar farklı içerikler üretirlerse üretsinler dijital dünyanın kölesi olmaktan kurtulamazlar. Form, normunu dayatır çünkü.

Meselenin püf noktası burasıdır. Form normunu dayatır: Popüler kültürle, sosyal medya mecralarıyla bir medeniyet inşa edilemez!

Popüler kültürle, sosyal medya mecralarında işim yok benim, benim kütüphaneden çıkmamam lazım.

Dünyayı değiştirenler insanlar, kütüphaneden çıkmayan, kütüphaneyi yurt belleyen, insanlığın umudu olan, o yüzden de binlerce yıl yaşayan, derin nefes alan insanlardır.

Diğerleri kapitalist vahşî canavarın zavallı avlarıdır, narkoz yiyen, zihinleri uyuşturulmuş köleleri.

Vesselâm.

Kaynak / Yeni Şafak Gazetesi