Yusuf Kaplan - Kur’ân’a dayanan eğitim sistemine saldırmak, hadsizliğin dik âlâsıdır! 31 Ara 2021

Yusuf Kaplan - Kur’ân’a dayanan eğitim sistemine saldırmak, hadsizliğin dik âlâsıdır! 31 Ara 2021

Yusuf Kaplan - Kur’ân’a dayanan eğitim sistemine saldırmak, hadsizliğin dik âlâsıdır! 31 Ara 2021


Sayın Özgür Özel, bu milletin tarih yapmasının, Selçuklu, Osmanlı gibi insanlığın kaderini değiştiren insanlık çapında büyük medeniyet atılımlarına imza atmasının yegâne kaynağı olan Kur’ân’a dayalı eğitim anlayışıyla yeniden çocuklarımızın kişilikli, özgüvenli, ahlaklı güzel insanlar olarak yetişmesi için büyük hizmetler veren Diyanet’in 4-6 yaş arası Kur’ân Kursları’na ve eğitimine saldırmanız en hafif ifadeyle haddini bilmezliktir.

İLKOKUL 4. SINIFA KADAR İŞLENEN KÜLTÜREL CİNAYETE BAKIN ÖNCE!

Ülkede bir asırdır tek tip, ruhsuz, zihinleri körleştirici, yabancılaştırıcı, yozlaştırıcı kendi kendini sömürgeleştirici bir eğitim sistemi var. Anaokulundan üniversiteye kadar eğitim sistemimiz, çocuklarımızı önce ailesine, değerlerine, kültürüne, inançlarına yabancılaştırıyor; sonra düşman yapıyor; sonra da celladına âşık edip kaldırıp atıyor toplumun ortasına. En sonunda da kültürüne, inançlarına ve ülkesine yabancılaşan beyinler, yurtdışına kaçıyor, yurtdışına kapağı atıyor!

Beyefendi, bu ülkenin çocukları ilkokul 4. sınıfa kadar, Allah, Kitap, Peygamber kelimelerini duymuyorlar! Bu düpedüz cinayettir! Bunun nasıl bir kültürel cinayet ve entelektüel intihar olduğunu anlamayacak kadar kör müsünüz, ruhsuz musunuz yoksa varlık nedeniniz, bu ülkenin değerlerinin, medeniyet birikiminin kökünü kurutmak mıdır?

O çok özendiğiniz, zırnık kadar anlayamadığınız için de taptığınız Batı’da anaokulundan itibaren çocuklara bütün bu kavramlar hem de kiliselerde öğretilir; dersler, kiliselerde yapılır!

12 yıl Londra’da yaşamış, Batı’yı hem teorik hem de pratik olarak iyi bilen bir fikir adamı olarak yazıyorum bu satırları.

Laik Batı’ya bile rahmet okutacak kadar laikliği din katına yükselttiğinizin farkında değil misiniz?

O zaman dünyanın en iyi okullarından LSE’nin (London School of Economics’in) direktörülüğünü yapmış çağımızın en cins düşünürlerinden Ermest Gellner anlatsın size, eğer anlayacak kadar entelektüel birikiminiz varsa!

EĞİTİM SİSTEMİ, MEDENİYET MESELESİDİR

Bir ülkenin eğitim sistemi o toplumun ait olduğu medeniyet dinamikleri ve değerleri üzerine kurulur. Bütün Batı veya Doğu ülkelerindeki eğitim sistemlerinin temelleri ait oldukları medeniyetin temellerine dayanır.

Bizde de böyle olmak zorundadır; biz de eğitim sistemimizi bizim medeniyet dinamiklerimiz üzerine inşa ettiğimiz zaman dünya çapında isimler yetiştirebiliriz yeniden.

Yoksa Batılı değerler, laik dinamikler üzerine eğitim sistemini inşa etmeye kalkışırsanız, Batı’ya karşı aşağılık kompleksiyle bakan, dinine, değerlerine, tarihine yabancılaşan, ezik, özentili zavallı kuşaklar yetiştirirsiniz ve kuşaklarla bir arpa boyu yol alamayız. Yüzyıllık tarihimiz bu fiyaskonun ürpertici laboratuvarı değil mi?

Batılılaşan kuşaklar, zihnen, epistemik olarak Batılıların kölesi hâline gelir, ülke zihnen işgal edilmiş olur, sonra da fiilen Batılıların emperyalist projelerine kolayca dekor yapılır tam binyıl şehit kanlarıyla sulanan bu aziz topraklar -Allah muhafaza!

Eğitim sistemimiz, bizim medeniyet dinamiklerimiz ve kültürel değerlerimiz ekseninde silbaştan yeniden yapılandırılmalıdır.

PERGEL METAFORU: ÇIKIŞ YOLU

Bunun için her zaman söylediğim gibi Hz. Mevlânâ’nın pergel metaforu en imajinatif yol haritasıdır: Pergel’in sabit ayağını bizim medeniyet dinamiklerimize ve kültürel değerlerimize basarak, pergelin hareketli ayağıyla da bütün medeniyetlere, kültürlere, dinlere, felsefelere, inanç veya inançsızlık biçimlerine açılacak, özgüveni yüksek, ufku sınır tanımayan, ruhköklerinden beslenen öncü kuşaklar yetiştirecek bir eğitim sistemi kuramazsak önce bu toprakların üzerinde yaşayan insanların zihnen Batı kültürünün kölesi olmasını, celladına âşık tasmalı çekirgelere dönüşmesini, sonra da Tanpınar’ın deyişiyle yaşanan bu kültürel inkâr’ın hepimizi kültürel intiharın eşliğine sürüklemesini önleyemeyiz.

EĞİTİM MESELESİ, MİLLÎ GÜVENLİK MESELESİ HÂLİNE GELDİ!

Eğitim meselesi ülkenin en önemli güvenlik meselesi haline gelmiştir: Çünkü genç kuşaklarımızı Batı kültürünün epistemik kölelerine dönüştürerek intiharlarının yapı taşlarını döşüyor ülkedeki sömürgeci, yozlaştırıcı, ruhsuz, ezberci laik eğitim sistemi!

Bu eğitim siteminden yetişen kuşaklar ülkeyi terketmekten başka hayal göremiyorlar! Mevcut laik eğitim sistemi, ülkeyi terketme hayalinin, ülkeyi terkettiklerinde nasıl büyük hayaletlere dönüşeceğini göremeyecek kadar cellatlarına âşık tasmalı çekirgelere dönüştürmüş durumda ülkenin en genç ve parlak kuşaklarını!

Kur’ân, İslâm medeniyetinde, eğitim sisteminin merkezinde yer aldığı için İslam medeniyeti hem bütün insanlığın bilim, sanat ve düşünce birikimini devraldı, anlamlandırdı, hem de tartıştı, kendine maletti, aştı ve bütün insanlığa aktardı.

O yüzden Batı uygarlığını kuran üç büyük rönesansın gerisinde de İslâm medeniyeti vardır. O yüzden I. rönesansın en büyük mimarı Şarlman için büyük medeniyet tarihçisi Henri Pirenne başlıbaşına bir kitap yazmıştır; ve “Muhammed ve Şarlman” başlıklı bu kışkırtıcı kitabında şu cümleyi kurmuştur: “Muhammed olmasa, Şarlman olmazdı. Şarlman olmasa Avrupa kurulamazdı.”

İkinci rönesansın en önemli isimlerinden papaz-bilim adamı Roger Bacon, Manastır’ında çatır çatır Arapça öğretiyordu ve kendisi de şakır şakır Arapça konuşuyordu!

Üçüncü rönesansın çocuğu, liberalizmin babası John Locke harıl harıl Arapça klasikleri okumakla meşguldü şatosundaki kütüphanesinde!

Kur’ân’a dayalı eğitim sisteminden insanlığın önünü aydınlatan, aydınlatmaya devam eden dünyanın en parlak yıldızları, Gazal, Razî’ler, İbn Sina, İbn Haldun, Yunus, Mevlânâ, Cezerî, Ali Kuşçu, Uluğ Bey, Cabir, Sinan, Itrî gibi dünya çapında bilim adamları, düşünürler ve sanatçılar yetişti.

Kur’ân’ın hiçe sayıldığı 100 yıllık laik sömürgeci eğitim sisteminden 1 tane bile dünya çapında adam çıkmadı!

Ezberler çöpe Özgür Özel!

Bunları bana yazdırmanız bile züldür Sayın Özgür Özel!

Haddinizi bileceksiniz!

Bu çilekeş milletten özür dileyeceksiniz!

Eğer dilemezseniz, bu millet ilk seçimlerde size haddinizi bildirecek, bunu da iyi bileceksiniz!