YUSUF KAPLAN - KORKU İLE UMUT ARASINDA DİRENİŞ VE DİRİLİŞE ÖNCÜLÜK ETMEK… - 17 Haziran 2024 Pazartesi

YUSUF KAPLAN - KORKU İLE UMUT ARASINDA DİRENİŞ VE DİRİLİŞE ÖNCÜLÜK ETMEK… - 17 Haziran 2024 Pazartesi

YUSUF KAPLAN - KORKU İLE UMUT ARASINDA DİRENİŞ VE DİRİLİŞE ÖNCÜLÜK ETMEK… - 17 Haziran 2024 Pazartesi


Bugün bayram. Kurban bayramı. Ama biz Müslümanlar için bayramın kurban olduğu, bayramımızın kurban edildiği hüzünlü, çok buruk yaşadığımız bir bayram bu bayram. Hayatımız boyunca yaşadığımız en buruk, en hüzünlü bayram.

Yaşadığımız dediğime bakmayın, bayramı yaşayacak hâlimiz de, mecâlimiz de yok aslında. Tarihin en büyük, benzeri yaşanmamış bir vahşeti yaşanıyor Gazze’de. Benzeri görülmemiş bir katliam, bir soykırım: Masum, savunmasız bir halk dünyanın gözü önünde hunharca katlediliyor; çocuklar, kadınlar, masum insanlar barbarca soykırıma tâbi tutuluyor! Çadırları ateşe veriliyor, ormanları ilkel ve barbar Ortaçağ yöntemiyle, mancınıklarla yakılıyor, yok ediliyor!

İnanılır gibi değil! 


UYGARLIK DENEN BARBARLIK! 
Gazze hayalet şehir oldu. Hâlâ bomba yağdırılıyor Gazze’ye... Bugüne kadar Gazze’ye yağdırılan bomba Hiroşima’ya yağdırılan bombanın 4,6 katı daha fazla olmuş!

Bir yandan böylesine ürpertici bir katliam ve soykırım yaşanıyor, diğer yandan da dünya bu katliamı sadece seyretmekle kalmıyor, tarihin tanık olduğu en barbar terör örgütü İsrail’i (devlet değil terör örgütü İsrail’i) destekliyor. İspanya, İrlanda ve İsveç gibi birkaç ülke dışında başta ABD olmak üzere bütün Avrupa ülkeleri İsrail’in katliamlarını desteklediğini açıklıyor utanmadan, hayâsızca, ruhsuzca!

Barbarlık bu!

Uygarlık denen barbarlık bu!

Tam üç asırdır uygarlık denen, “uygarlaştırma misyonu” diyerek dünyanın kanını emen, kaynaklarını tarumar eden, talan eden; milyonlarca insanı katleden; kültürleri, dinleri yerle bir eden, tarihten silen, antropolojik malzemelere dönüştüren ürpertici bir yıkım hikâyesi bu. Dünyayı köleleştirme saldırısı. Tanrı’ya, hakikate, insana, tabiata ve bütün varlığa yapılan yok edici, vahşî, ontolojik şiddet üreten, hakikati de katleden tarihin en büyük saldırısı bu. Batılıların modernlik ve postmodernlik üzerinden Tanrı’ya, insana, tabiata yaptıkları hunharca ve barbarca saldırı bu. Ahlâkın bu kadar tefessüh ettiği, insanın insanlığının, anlamın anlamının, değerin değerinin bu kadar katledildiği, yok edildiği bir zaman dilimi yaşandı mı acaba insanlık tarihinde diye, sormuyorum.Biliyorum ki yaşanmadı! Yaşanmadı bundan daha ürpertici bir ontolojik ve epistemolojik saldırı! Nihilizmin insanın kanını donduran en ürpertici hâli! 


DÜNYANIN YAHUDİLERİN KÖLESİ OLDUĞU İSPATLANDI!
Öte yandan İslâm dünyası diye bir yerin olmadığı, İslâm dünyasının emperyalistlerin kölesi olduğu ayan beyân ispatlandı!

Daha da vahimi, bütün dünyanın aslında Amerika’yı her bakımdan ele geçiren Yahudilerin kölesi olduğu da ispatlanmış oldu!

İşte Gazze, dünyanın özgürleşmesinin kıvılcımının, fitilinin çakıldığı yer. Gazze direnişi, dünyanın özgürleşmesi ve dirilişi olacak inşallah. Batı’daki, özellikle de kampüsteki direniş, başkaldırı, öfke, bunun sevindirici, gönendirici bir işareti, çarpıcı bir göstergesi.

Ebet, çok hüzünlü, buruk bir Kurban Bayramı yaşıyoruz. Bir buçuk milyon hacı Arafat’ta vakfeye durdu. Arafat’tan Gazze’ye yürüse bir buçuk milyon hacı, Gazze’deki işgali ve katliamı durdurur, İsrail’i siler süpürür Gazze’den ve hatta

tarihten de.

Ama o irade, o özgüven, o hürriyet yok ki Müslümanlarda. Her zaman söylediğim fakat anlatmakta zorlandığım, Gazze soykırımından sonra gün gibi ortaya çıkan gerçeklerden biri de şuydu, ne yazık ki: İslâm dünyası diye bir yer yok. İslâm dünyası iki asırdır köle. İslâm dünyası, İslâm’ın şekillendirdiği bir dünya değil, sömürgecilerin şekillendiği, çeki düzen verdiği bir dünya çünkü. İki asırdır böyle bu. Terör örgütleri üzerinden İslâm’a saldıranlar ise zihinleri işgal edilmiş, kölelerin kölesi zavallılar! 


GAZZE, DİRENİŞİN VE DİRİLİŞİN SEMBOLÜ! 
Müslümanlar tarihlerinin en büyük medeniyet krizini yaşıyorlar iki asırdır. Müslümanların büyük bir katliama maruz kalması ve gerek Müslümanların yaşadığı ülkeler olarak, gerekse Müslüman halklar olarak hiçbir şey yapamayışımız bir taraftan bizi çıldırtıyor; ama öte taraftan da, dünyada insanlığa karşı işlenen bu soykırım suçuna direnen, destansı bir direniş gerçekleştiren insanların da Müslümanlar olması umutlarımızı yeşertiyor! Bütün dünya, Filistinli mazlum kardeşlerimizin aç, susuz, her an ölümle burun buruna olmalarına rağmen ortaya koydukları destansı direnişe, direniş iradesine, direnme biçimlerine hayran kaldı.

Bütün dünyanın Yahudilerin kölesi yapıldığını, Gazze soykırımı ispatladı bütün dünyaya.

Bütün dünyanın onurunu, haysiyetini ancak Müslümanların kurtarabileceğini ve koruyabilecğini Gazze ispatladı bütün insanlığa.

O yüzden Gazze emperyalizme, köleliğe direnişin sembolü; dünyanın, insanlığın dirilişinin de sembolü! O yüzden en çok Batı’daki çocuklar, gençler Gazze için öfke kustular soykırımcılara ve o soykırımcılara destek veren kendi ülkelerinin emperyalist yönetimlerine ve yöneticilerine. O yüzden onlar sokaklara döküldüler, onlar kampüsleri işgal ettiler, onlar diplomaları yaktılar Gazze’de çiğnenen insanlık onuruna isyan etmek için!

Bayramımızın hakkıyla bayram olacağı günler yakındır, Gazze direnişi bunun ispatıdır! Her zorluktan sonra bir kolaylık, her zahmetten sonra bir rahmet vardır!

Vesselâm.

 

Korku ile umut arasında direniş ve dirilişe öncülük etmek… | Yusuf Kaplan (yenisafak.com)