Yusuf KAPLAN - İnsanı ontolojik olarak aşağılayan bir Sözleşme’yi dayatmak veya hukuk emperyalizmi! - 22 Mart 2021

Yusuf KAPLAN - İnsanı ontolojik olarak aşağılayan bir Sözleşme’yi dayatmak veya hukuk emperyalizmi! - 22 Mart 2021

Yusuf KAPLAN - İnsanı ontolojik olarak aşağılayan bir Sözleşme’yi dayatmak veya hukuk emperyalizmi! - 22 Mart 2021


“Sözleşmeden çıkmak, insan haklarından vazgeçiyorum, demek,” diyor Rıza Türmen, AİHM eski yargıcı! İnanılır gibi değil!

Bu zât-ı muhterem, gerçekten Türkiye’yi mi temsil etti AİHM’de?!

SÖZLEŞME ÜZERİNDEN DEĞERLER ÇATIŞMASI YAŞANIYOR!

Sözleşmeyi savunan çevreler, sözleşmeye abartılı bir anlam yüklememek gerekir diyorlar ama Sözleşme’yi ölesiye savunuyorlar!

Müthiş bir algı operasyonu yapıyorlar, milleti aldatıyorlar!

İstanbul Sözleşmesi’nin amacı, iddia edildiği gibi, kadına şiddeti, cinayeti önlemek değildir!

İstanbul Sözleşmesi’ne karşı çıkan insanları da kadına şiddeti, cinayeti savunuyor gibi lanse etmek, en hafif ifadeyle, aşağılık bir davranıştır!

Çünkü kadına, çocuğa, erkeğe veya hayvana şiddeti, cinayeti kimse savunamaz! Bu sözleşmenin asıl meselesi de kadına şiddeti, cinayeti önlemek filan değil.

Milleti aptal yerine koymayın!

Değerler çatışması yaşanıyor ülkede, bir sözleşme üzerinden!

Devşirmeler, Batılı değerlerin sözcüsü, gözcüsü, lejyoneri olmuş, celladına âşık tasmalı çekirgeler, Batılı pagan sapkın hukuk normları üzerinden ülkeyi devşirmeye çalışıyorlar!

Ama bu toplum, kendi değerlerinin ayaklar altına alınmasına izin vermeyecek!

Bu sözleşme turnusol kâğıdı işlevi görecek!

Kim bu ülkenin çocuğu, kim Batılıların lejyoneri, ortaya çıkacak!

HUKUK EMPERYALİZMİ VE İNSANIN ONTOLOJİK OLARAK AŞAĞILANMASI

Bu sözleşmenin kadına yönelik şiddeti, cinayeti önlediği iddiası, büyük bir aldatmacadır, maskedir, işin kılıfıdır!

İstanbul Sözleşmesi’nin asıl amacı, evlilik dışı cinsel ilişkileri, sapkın eşcinsel ilişki biçimlerini, eşcinsel evlilikleri, nikâhsız yaşamayı meşrûlaştırmak, hatta bütün bunları topluma yasayla dayatmaktır!

Meselâ çocuk, cinsiyet değiştirdiğinde ailesi buna karışamaz bu sözleşmeye göre; karışırsa suçlu olur, şikâyet üzerine hapsi boylar aile!

Aile düşmanı bir sözleşme bu!

Aile fertlerini potansiyel olarak birbirine düşman olarak konumlandıran dolayısıyla aileyi çökertmeyi amaçlayan bir sözleşme!

Sapkın eşcinsel ilişki biçimlerini yasayla meşrulaştırarak ve topluma dayatmaya kalkışarak, aile kavramını ve kurumunu yerle bir etmek için icat edilmiş sinsi, aşağılık, insanı sadece hazlarının peşinde koşturan, yiyen, içen, çiftleşen bir varlık derekesine indirgeyerek ontolojik olarak aşağılayan bir sözleşme bu!

Bendeniz, küçük yaşta evliliklere karşıyım; hem de şiddetle! Fakat çeşitli meşrû sebeplerle, sözgelişi, 17 yaşında evlenen biri, bu sözleşmeye göre, yasal olarak suçlu kabul edilip içeri atılırken, 14, 15 yaşındaki çocukların evlerde, şurda burda cinsel veya eşcinsel ilişkide bulunmaları özgürlük olarak kabul ediliyor!

Böyle buyuruyor Sözleşme!

Nedir bu?

Hukuk emperyalizmidir bu!

Uluslararası sözleşme denilerek emperyalistlerin ruhsuz, aşağılık, ontolojik olarak insanı aşağılayan değerlerini başka toplumlara, dünyaya dayatma girişimidir!

Avrupa Birliği’nden yapılan açıklamada, Türkiye şiddetle eleştirilmiş o yüzden!

Aşağılık adamlar! Terörist-seviciler!

Bana hak hukuk öğretmeye, dayatmaya kalkışmadan önce, sen o teröristleri nasıl besliyorsun, hangi AB ülkesi o terör örgütlerini nasıl kullanıyor, onu araştırsana, ortaya çıkarsana, o ülkeleri ve o örgütleri kınasana önce!

İstanbul Sözleşmesi, Avrupa’nın bana hukuk dayatmaya kalkışmasıdır!

Hukuk emperyalizmidir bu! Ve aslâ kabul edilemez! Boyun eğilemez! Buna boyun eğenler ya da sözcülüğünü yapanlar, İstanbul Sözleşmesi feshedildi diye ortalığı velveleye verenler, “bedelini ağır ödeyeceksiniz,” diyerek kendi ülkesini tehdit edenler, Avrupa’dan fonlanan bilumum feminist, eşcinsel dernekler, onların lejyonerleri, “paralı askerleri”!

Hiçbir medeniyet, başka bir medeniyete; hiçbir toplum başka bir topluma kendi değerlerini dayatamaz! Hele de bunu hukûkî yollarla yapamaz; yaparsa hukuku çıkarlarına âlet etmiş ve ayaklar altına almış olur!

Orada hukuk değil, güç konuşmuş olur!

Hukuk emperyalizmidir bunun adı!

Hiçbir toplum, kendi ailesinin yapısını başka toplumların değerleri üzerinden inşa etmez, edemez!

Saçma bir şey bu!

İstanbul Sözleşmesi örneğinde de görüldüğü üzere, Uluslararası Sözleşmeler, emperyalisttir! Emperyalisttir; çünkü bu sözleşmeler, hukukî metinler, hâkim güçlerin eseridir; hâkim güçlerin değerlerini eksene alır, çıkarlarını korur; kültürel, ekonomik ve siyasî hegemonya biçimlerini meşrûlaştırır, tahkim eder; o yüzden emperyalisttir!

Onto

Başka toplumlara hak dayatmak, haddini aşmaktır, emperyalistlik yapmaktır!

Batı’dan kadın hakları, aile düzeni konusunda öğreneceğim hiçbir şey yok benim! Gölge etmesinler başka ihsan istemiyoruz. Batı’da en çok aşağılanan; reklamların, kapitalizmin kölesi hâline getirilen; cinselliği, bedeni en çok sömürülen, endüstriye dönüştürülen insandır kadın -elbette ki çocukla birlikte!

Kadına şiddetin, cinayetin nedeni, bu toplumun değerleri değildir! Saçmalamayın!

Kadına şiddetin, cinayetin nedeni, kadın ile erkeği birbirine rakip gören ve düşman eden modern, seküler, kapitalist Batı uygarlığının yozlaşmış, insanı da yozlaştıran iğrenç, yoz, ruhsuz değerleridir!

Adamlar hem suçlu hem de güçlü!

Bizimkiler de, onların kulu kölesi, lejyonerleri!

Hem bir sözleşmeyle bir şey düzelmez deyip, hem de İstanbul Sözleşmesi’ni ölesiye savunmak, dahası Türkiye’yi uluslararası emperyalist sözleşmelerle tehdit etmeye kalkışmak nasıl bir psikolojik hastalıktır acaba?

Siz bu ülkenin çocukları değil misiniz?

Kaynak / Yeni Şafak Gazetesi