Dünyanın en kalabalık iki ülkesi Çin ve Hindistan’da Müslüman kıyımı ve zulmü zıvanadan çıktı. Çin’de yüzyılların eseri tarihî camiler yıkılıyor, Doğu Türkistan’lı Müslümanlar ürpertici bir soykırıma tabi tutuluyor… Son olarak aşağılık komünist Çin yönetimi, ezan’ı ve kamet’i değiştirdi!
İnanılır gibi değil gerçekten!
Bela bunlar! Dünyanın başına belâ! Hem de çok büyük belâ!
Çin zulmü yetmiyormuş gibi Hindistan’da da ürpertici bir Müslüman kıyımı ve zulmü yaşanıyor. Oysa Batılıların kapitalist zorbalıklarına karşı gerçek bir meydan okuma, Çin, Hindistan, Rusya ile İslâm dünyası ittifakıyla gerçekleştirilebilir.
Ama Çin’in, Hindistan’ın ve Rusya’nın Batı hegemonyasını kırabilmenin yolunun kapitalizme direnen tek aktör olan İslâm’dan, İslâm’la yeniden buluşacak ve yeni bir medeniyet atılımı gerçekleştirebilecek müstakbel müslüman dünyasıyla çok yönlü ittifaklar yapmaktan geçtiğini bildiklerini sanmıyorum.
ÇİN, BİR ASIRDIR SOYKIRIM YAPIYOR DOĞU TÜRKİSTAN’DA!
Dünkü yazımda sömürgeciliğin hem fiîlî hem de zihnî tarihini yazdım kısaca. İki asırdır, önce İngilizlerin, ardından Yahudilerin İslâm dünyasının kaderine nasıl hükmettiklerine ve bu sürecin nereye evrilebileceğine dikkat çektim.
Aslında amacım, Hindistan ve Çin’de Müslümanlara yapılan zulümlere odaklanmaktı. O yüzden sömürgeciliğin açık ve örtük tarihçesini yazma gereği duydum küresel kapitalist sistemin kurucuları
İngiliz ve Yahudilerin İslâm dünyasını iki asırdır nasıl köleleştirdiklerini kısaca da olsa gözler önüne sererek…
Bu yazıda yalnızca Çin’de İslâm’a ve Müslümanlara yapılan akılalmaz, ürpertici soykırımları ve bu durumun dünyayı nereye getirip bırakacağını yazacağım.
Çin’de yaklaşık bir asırdır, Hindistan’da ise yarım asırdır inanılmaz zulüm yapılıyor Müslümanlara karşı ama kimsenin kılı kıpırdamıyor! Çin’de yapılan ürpertici bir soykırım oysa!
Soykırım!
Oysa soykırım insanlık suçudur ve bu suçu işleyen ülkeler ve aktörler en ağır şekilde cezalandırılır. Soykırımı yapan ülkeler değil, soykırımı önlemek için hiçbir şey yapmayan ülkeler de suçludur, suç ortaklarıdır.
Bizim Doğu Türkistan olarak adlandırdığımız Uygur Sincan bölgesi, Çin’in pek çok bakımdan en stratejik bölgesi. Coğrafi olarak Çin’in dörtte biri. Ama nüfus olarak belki de yirmide biri.
Çin’in en stratejik tabiî kaynaklarının da, İpek Yolu’nun da kaynağı Uygur Sincan bölgesi. Stratejik bakımdan benzersiz bir konuma sahip Doğu Türkistan.
Bütün bunlar, Çin’in Doğu Türkistan’da yüzyılın en büyük zulümlerinden ve soykırımlarından birini yapmasının gerisinde yatan nedenler! Hiçbir gerekçe soykırımı meşrûlaştırmaz, aslâ!
BEŞERÎ SOYKIRIMDAN SONRA ŞİMDİ DE KÜLTÜREL SOYKIRIM!
Çin, tabiî kaynaklarının Müslümanların bulunduğu bölgede olması ve ilerde Doğu Türkistan’ın bağımsızlık isteyebileceği gerekçesiyle şimdiden Müslüman nüfusu durdurmak ve kırdırmak istiyor olabilir. Çin komünist rejimi, asimilasyonist politikalarla Müslümanların İslâmî kimliklerini, kültürlerini, tarihlerini, hafızalarını ve duyarlıklarını yok etmek istiyor bu tür nedenlerle.
Doğu Türkistan’da çocuklar ailelerinden koparılıyor, parti ideolojisi doğrultusunda mankurtlaştırılıyor!
Müslüman ailelere Çin’li erkekler sokuluyor, Müslüman ailelerin aile hayatları yok ediliyor, iğrenç ve ürpertici hâdiseler yaşanıyor!
Okullarda İslâm inançları, değerleri, tarihi ve medeniyeti öğretilmiyor, aksine unutturulmaya çalışılıyor! Ders kitapları, komünist ideolojiyi zerkederek beyinlerini yıkıyor gencecik çocukların.
Çin’in yaptığı son ürpertici ve barbar uygulama, ezan’ın ve kamet’in değiştirilmesi oldu. Kültürel soykırımdır bu! Böylesine aşağılık ve şeytanca bir şeyi Çin gibi komünist ideolojinin ruhsuzlaştırdığı aşağılık devletler yapabilirdi ancak!
Çin’de okunması zorunlu kılınan değiştirilmiş ezan şöyle:
Biz vatanın evlatları, biz vatanın evlatları
Vatanımız uludur, vatanımız ulu dur
Namaz vakti geldi, dilek dilemeye geliniz
Vatanımızın barışçıl ebedi oluşunu
Vatanımızın gelişip zenginleşmesini dileyelim
Kamet ise şöyle:
Biz vatanın evlatları, biz vatanın evlatları
Vatanımız uludur, vatanımız uludur
Namaza hazırlandık, muvaffakıyet diliyoruz
Vatanımızın barışçıl-ebedi oluşunu
Vatanımızın gelişip zenginleşmesini dileyelim.
Söyleyecek bir söz bulamıyorum. İnsanın nutku kesiliyor gerçekten. Dünyanın her yerinde ezan aynı ezandır, kamet de aynı kamet. Küçük lokal farklılıklar dışında!
Çin’in yaptığı şey, kültürel soykırımdır. Beşerî soykırından sonra kültürel soykırım yapması Çin’in, çok düşündürücü ve tedirgin edicidir.
Çin’de işlenen beşerî soykırım da, kültürel soykırım da derhal durdurulmalıdır!
JAPONYA DA, ÇİN DE, HİNDİSTAN DA KAPİTALİZME YENİLDİLER!
Batılılar, Asya’ya diz çöktürdüler. Ama bildiğimiz klasik savaş yöntemleriyle değil. Zihnen dönüştürerek.
Latin Amerika ve Afrika, fiîlî sömürgecilikle işgal edildi, iki kıtadaki tarihî medeniyetler, kültürler ve dinler, doğrudan fiîlî saldırıyla tarihten silindi Batılılar tarafından.
Asya ise fiîlî sömürgeleştirmeden ziyade zihnî sömürgeleştirmeyle teslim alındı. Deyim yerindeyse, kale içeriden ele geçirildi.
BÜYÜK DOĞU, MÜSLÜMANLARIN ESERİ OLACAK!
Beş bin yıllık Çin medeniyeti fosilleştirildi ve Çin’in ruhu yok ediliyor. Ama Çin intikamını Müslümanlardan alıyor sanki!
Çin, sadece kapitalizmin kölesi olarak nefes alıp verecek. Batı uygarlığına karşı güçlü bir medeniyet fikri sunamayacak. Bu mümkün değil artık.
Üç asırlık kapitalist dünya düzenine ve dünya üzerindeki zorba hegemonyasına ruhunu yitiren Çin değil ancak İslâm son verebilir.
Asya’yı ancak İslâm kendine getirebilir ve Batı tahakkümünden kurtarıp özgürlüğüne kavuşturabilir!
Kapitalizme diz çöktürmek ve Asya’yı dirilterek ayağa kaldırmak İslâm’ın güçlü bir medeniyet atılımı geliştirmesiyle gerçeğe dönüşebilir.
Bunun nasıl olabileceği meselesi, başka bir yazının konusu.
Şimdilik bu kadarla yetiniyorum ve bütün dünyayı, özellikle de İslâm âlemini Çin’de ve Hindistan’a Müslümanlara karşı yapılan soykırımı durdurmaya davet ediyorum. Çin’de ve Hindistan’da Müslümanlara yapılan zulüm yeri göğü inletiyor artık! Bu zulmün derhal durdurulması lazım şart!
Vesselâm.