Çanakkale Savaşı, küfrün imanı tarihe gömme savaşıydı.
Son Haçlı savaşıydı.
Bütün düvel-i muazzama güç birliği yaparak Çanakkale’ye üşüşmüştü!
Şairin “kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ!” diye tarif ettiği insan sürülerinin hakikati tarihe gömmek için giriştikleri savaşta Boğaz’ın fırtınalı sularına gömüldükleri bir kıyamet savaşıydı!
Maddî bakımdan en zayıf olduğumuz bir zaman diliminde imanın gücünü hiçbir silah gücünün yenemeyeceğini dünya âleme gösterdiğimiz yeni bir Bedir savaşıydı!
Allah’ın yardımını göklerde ve yerlerde, karada ve denizin tam orta yerinde apaşikâr gösterdiği bir kutlu varoluş savaşı, direniş destanıydı!
ÇANAKKALE, SADECE BİZİM İÇİN DEĞİL BÜTÜN MÜSLÜMANLAR İÇİN ÖLÜM KALIM SAVAŞIYDI!
Bir Boğaz harbi verildi Çanakkale’de boğaz boğaza yedi düvelle!
Ölüm kalım savaşımızdı Çanakkale! Sadece bizim için değil; bütün Müslümanlar için ölüm kalım savaşıydı: Çanakkale geçilirse, İstanbul düşebilir, İslâm’ın geleceği tehlikeye düşebilirdi!
Bu, İslâm’ın karşılaşabileceği en büyük felâket ve insanlığın kıyameti demekti.
İslâm’ın bayrağı dalgalandığı sürece, yeryüzünde adalet ve hakkaniyet, hukuk ve barış umudu her dâim diri olabilirdi. İstanbul düşerse, hilâfet biter, İslâm dünyası izzetini kaybeder, köleleşir, zillete çukuruna düşerdi!
O yüzden Çanakkale geçilmemeli, İstanbul düşmemeliydi!
İstanbul düşmesin, hakikat bayrağı çiğnenmesin, Müslümanların birliğinin, dirliğinin, kalbinin simgesi, kalesi Osmanlı hilâfetine halel gelmesin diye, mazlum İslâm dünyasının dört bir tarafından yüzbinlerle insan Boğaz’da Boğaz harbinde aldı soluğu!
Göğüs göğüse, burun buruna boğuştu küffarla!
Göğüs göğüse, omuz omuza durdu namaza, durdu kıyama, haykırdı Müslümanların tek yürek tek bilek olduğunu her renkten, her bölgeden, her ırktan yüzbinlerce Müslüman Çanakkale’de!
Çanakkale ruhu, olmazları olduktan bir ruhtu!
Çanakkale ruhu, son Haçlıların, emperyalistlerin bütün oyunlarını bozan, Boğaz’ın sularına gömen bir ruhtu!
Çanakkale ruhu, dünyanın dört bir tarafından Çanakkale’ye koşup gelen, yürekleri aynı anda atan; kalpleri ya Hakk diyerek hakikat için çarpan; renkleri, dilleri, bölgeleri farklı ama hayalleri, rüyaları aynı yürek ülkesinin çocuklarının imanı korumak için küfre karşı dimdik durdukları, teker teker şehadete koştukları bir ruhtu!
Çanakkale ruhu, mazlumların emperyalistlere karşı destansı direnişinin adıydı!
Çanakkale ruhu, emperyalistlerin Osmanlı’yı tarihe gömseler bile, ruhunu yok edemeyeceklerini dünya aleme gösteren muazzez ve muazzam bir diriliş destanının adıydı!
Tarihe sığmayacak kahramanlıkların gösterildiği bir direniş şarkısıydı!
İSLÂM DÜNYASINI BİRLEŞTİRECEK VE AYAĞA KALDIRACAK AZİZ BİR RUH!
Çanakkale’yi destan yapan işte bu direniş ruhuydu! Hakikat bayrağını yere düşürmemek için serden geçen, anadan, yardan geçen hakikatin hakikatli çocuklarının Hakk ve hakikat aşklarının yazdırdığı eşsiz tarihin, benzersiz destanın, yılmaz direnişin ete kemiğe büründüğü aziz bir ruhtu!
Çanakkale şehitlerini tarihe altın harflerle yazdıran “her ne pahasına olursa olsun Çanakkale geçilmemeli ve İstanbul düşmemeli!” diyerek son Haçlılara unutamayacakları bir ders vermek için canhıraş düşmanın silahlarına karşı göğsünü siper ede ede bütün siperleri delip geçen, bütün siperleri kanla inşa eden işte bu aziz teslimiyet ruhuydu!
O ruh yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bugün!
Müslümanları bedenen ve ruhen birleştiren, aynı hedefe yönelten hilafetin adını ve haysiyetini korumak için kanlarını ve canlarını feda eden Yemen’den Bosna’ya, Halep’ten Beyrut’a, Üsküp’ten Kahire’ye kadar kalpleri aynı anda Hakk ve hakikat için atan yürek ülkesinin çocuklarının bize armağan ettikleri aslâ eskimez, pörsümez, her dem diriltici, her dem yenileyici bu muazzez İslâm kardeşliği ruhu bütünüyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bugün!
Oysa İslâm dünyasını yeniden birleştirecek ruh, işte bu Çanakkale ruhudur!
Ve bu ülkeyi kültürel işgalden, zihnî işgalden koruyacak ruh, insanlığa adalet, hakkaniyet, kardeşlik ve selâmet armağan edecek hakikat medeniyetini yeniden inşa edecek ruh, işte bütün Müslümanları Çanakkale’de toplayan, kanlarından ve canlarından siperler inşa ederek şehadete koşturan ruh, işte bu Çanakkale ruhudur!
Bu ruhu diri tutabilirsek, yaşayabilirsek, hayatımızın her alanına nakşedebilirsek, işte o zaman bize kimse diz çöktüremez ve Çanakkaleler aslâ geçilemez!
Kaynak / Yeni Şafak Gazetesi