YUSUF KAPLAN - AVRUPA’DA ÜÇÜNCÜ DALGA İSLÂM DÜŞMANLIĞININ AYAK SESLERi…

YUSUF KAPLAN - AVRUPA’DA ÜÇÜNCÜ DALGA İSLÂM DÜŞMANLIĞININ AYAK SESLERi…

YUSUF KAPLAN - AVRUPA’DA ÜÇÜNCÜ DALGA İSLÂM DÜŞMANLIĞININ AYAK SESLERi…


Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle başlayan savaş, Avrupa’daki güç dengelerini sarstı kaçınılmaz olarak. İskandinav ülkeleri de, özellikle Anglo-Saksonların tazyiki ile NATO üyesi olarak güvenliklerini garanti altına alma kararı aldılar. İsveç ile Finlandiya, bunun üzerine, NATO’ya üyelik başvurusunda bulundu. 

Fakat İsveç ve Finlandiya’nın NATO başvurusu, Türkiye’nin elinde, Türkiye’nin onayına takıldı: ABD baskı yapıyor ama Türkiye, özellikle İsveç’in terör örgütü PKK ile arasına mesafe koymasını İsveç›in NATO üyeliğini onaylamasının olmazsa olmaz şartı olarak şart koşunca, İsveç, yasal değişikliklere gitti, “ev ödevi”ni yapmaya istekli olduğunu gösterdi, başlangıçta. 
Fakat patlamaya hazır bomba geçtiğimiz ay patladı İsveç’te: İsveç yönetimi, PKK’nın, İsveç parlamentosunun önünde Türkiye aleyhine gösteriler yapmasına müdahale etmedi. Türkiye’nin tepkisini sınama denemesi miydi bu acaba?
KARİKATÜR KRİZİNDEN KUR’ÂN YAKMA EYLEMLERİNE…

Türkiye ile İsveç arasındaki ilişkiler, bir anda gerilmeye başladı, kaçınılmaz olarak…

Ancak asıl büyük gerilim, bu hafta yaşandı: İsveç yönetimi, Türkiye’nin İsveç Büyükelçiliği önünde yüce kitabımız Kur’ân-ı Kerîm’in yakılmasına izin verdi. 
Bu aşağılık hâdise, iki ülke arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesine yol açtı. Dışişleri Bakanlığımız olayı sert bir dille kınadı, İsveç yönetimini uyardı. 
İsveç hükümeti, olayı şaşkınlıkla karşıladığını, İsveç’in NATO üyeliğini sabote etmek amacıyla Rusya tarafından planladığını ima eden açıklamalar yaptı.
Bu açıklamalar inandırıcı mı sizce de? Böyle bir ihtimal var. Ama bana çok absürt geldi bu: Hükümet, istese izin vermezdi ve Kur’ân yakma eylemini anında önleyebilirdi. Bu kadar basit!
İsveç, neden bu alçak adama izin verdi? Türkiye’nin tepkisi mi sınanmak isteniyordu, bir kez daha? 
Hatta İslâm karşıtlığının, İslâm düşmanlığının hız kazandırılmasına mı ihtiyaç duyuyordu Avrupa? Bu soruyu soruyorum çünkü Kur’ân yakma eylemi zincirleme bir eyleme dönüştü, Hollanda ve Danimarka’ya da sıçradı. Başka ülkelere de sıçrayabilir mi acaba?

İsveç›teki meşum hâdiseden sonra aradan bir kaç gün geçmeden Hollanda›da da tekrarlandı Kur’ân yakma eylemi.

Yetmedi, önceki gün, aynı alçak, Danimarka’da da Kur’ân’ı yaktı cemaat Cuma namazındayken caminin önünde!

Yaşananları grafik olarak yazdım kayıtlara geçsin diye. 2000’li yılların ilk on yılına Fahr-i Kâinât Efendimizle ilgili yapılan karikatürlerin yol açtığı aşağılık kriz damgasını vurmuştu. Dalga dalga  bütün Avrupa ülkelerine yayılmıştı karikatür üzerinden Rahmet Elçisine saldırı ve hakaretler!
Yeni bir İslâm düşmanlığı dalgası geliyor… Dün Peygamberimize saldıranlar, şimdi Kur’ân’a saldırıyorlar…
ÜÇÜNCÜ DALGA İSLÂM DÜŞMANLIĞI

Bu saldırıların hız kazanarak devam edeceğini tahmin ediyorum…

Üçüncü bir İslâm düşmanlığı dalgasının da parlak vereceğini, bu kez Avrupa’da yaşayan Müslümanları hedef alacağını düşünüyorum. Er ya da geç Müslümanlara karşı şiddetli, kıyıma, katliama varan saldırılar olabilir Avrupa’da.
Bu saldırıların en önemli nedeni bütün negatif propagandalara rağmen Avrupa’da İslâm’ın hızla yayılıyor olması gerçeğidir. 
Avrupa’da en çok yaşayan ve yaşanan din İslâm! 
Hıristiyanlık bitti, çoktan tarih oldu, hayattan sürgün edildi. Sadece bir Leviathan gibi ruhsuz bir kurum, bir canavar olarak kilise var. Kiliseler bomboş ve teker teker kapatılıyor, satılıyor, önce sinema salonu, sanat galerisi olarak kullanılıyor, sonra da Müslümanlar tarafından satın alınıyor ve camiye çevriliyor!
Bir taraftan Avrupa’da hızla yayılan ve en diri, en canlı din olarak yaşayan dinin İslâm olması, öte yandan da ailenin kutsal olduğu Müslümanların nüfusunun hızla artması, Batılıları kaygılandırıyor…
Avrupa ülkelerinde ırkçı, faşist hareketler İslâm düşmanlığını yapıyor görünüyor ama bunun büyük bir yanılsama olduğunu söyleyeceğim: Avrupa hükümetleri, İslâm’ın yükselişini durdurabilmek ve Avrupa’daki Müslümanları hem İslâm’dan soğutmak hem uzaklaştırmak hem de Batılıları protesto eden Müslümanların sert tepkilerini göstererek İslâm’a tepki göstermeye çalışmak gibi bir kaç amaç güdüyorlar aynı anda.
İslâm düşmanlığı, ırkçı, faşist hareketlerin işi değil. Onlar sadece kullanılıyorlar. İslâm düşmanlığı, sözünü ettiğim temel nedenlerden ötürü, uzun vadeli Avrupa stratejisinin kaçınılmaz sonucu.
Avrupa’da yüzyıl önce Yahudilere yapılan soykırım, bu kez Müslümanlara karşı yapılabilir. Avrupa’nın vicdanı, merhameti filan yoktur. Avrupa ruhsuzdur! Thomas Paine’in o çarpıcı tespitini hiç unutmamak lazım: “İnsanlığın kökünü kazıma konusunda kimse Batılılarla yarışamaz!”

Avrupa, İnsanlık düşmanıdır. Hakikat düşmanıdır.

Kendine tapar!

Kendine boyun eğmeyeni cadı kazanlarına atar, engizisyon mahkemelerindeki işkencelerle ve fırınlarda ateşlerde yakar! Hiç biri abartı değil bu söylediklerimin, değil mi?

Önümüzdeki dönemde Avrupa’da büyük bir İslâm düşmanlığı dalgası Avrupa’ya yayılacak, Müslüman kitleler, katliama, soykırıma tabi tutulacak…
Çünkü hem Hıristiyanlık bitti hem tek yaşayan ve hızla yayılan din İslâm hem de Batı toplumlarında aile çökerken, aileyi koruyanlar ve nüfus patlaması yaşayanlar Müslümanlar!

Bu durum, Batılıları ürkütüyor… 

O yüzden Batı toplumlarında Müslümanların kitlesel katliama maruz kalmaları hiç de gerçek dışı değil!

O yüzden Müslümanların güçlenmesi, ümmet şuurunu diriltmeleri şart!

Bu aşağılık adamlara anladığı dilden cevap verilmezse, azmanlaşmaktan kurtulamayacak bu barbarlar! Allah mazlumları bunların şerlerinden korusun ve oyunlarını başlarına yıksın!

Vesselâm.