YAŞAR DEĞİRMENCİ - ZAFER SARHOŞLUĞU YOK, NEFS MUHASEBESİ VAR! 31 MAYIS 2023 ÇARŞAMBA

YAŞAR DEĞİRMENCİ - ZAFER SARHOŞLUĞU YOK, NEFS MUHASEBESİ VAR! 31 MAYIS 2023 ÇARŞAMBA

YAŞAR DEĞİRMENCİ - ZAFER SARHOŞLUĞU YOK, NEFS MUHASEBESİ VAR! 31 MAYIS 2023 ÇARŞAMBA


Tarihimizin en kritik seçimlerinden birini yaptık. Türkiye’nin kader seçimiydi yaptığımız tercih. Türkiye’nin tarihî yürüyüşünü durdurmaya dönük tehdit, dış kaynaklı olsa da, içerden harekete geçirilen, asla ihmal edemeyeceğimiz ve göz yumamayacağımız bir iç tehdit ile girdiğimiz bir seçimdi. Şer ve zillet ittifakının da dış güçlerin emriyle hareket ettikleri yuvarlak masanın yuvarlak adamlarının ‘hedefe ulaşmak da her yol mübah’ ile hareket ettikleri bir seçimdi. Toplumumuzda çok kuvvetli bir duygu olan ve aslında sağlıklı bir hayatiyet faktörü olan İslâmi ve milli duyguları ile hareket eden kitle, böylesine olumsuz şartlar altında bile Erdoğan’ın yüzde 52 oy almasını sağladı. Ve “85 milyonun Cumhurbaşkanı olabilme”yi sağladı. Kimliğini yitirme tehlikesiyle karşı karşıya bırakılan Türkiye’nin istiklal ve istikbal, ölüm-kalım mücadelesi olacak bir kader seçimiydi. Rabbimize hamdü senalar olsun. Millet kazandı. Ümmet ve insanlık kazandı. Kemalizm’in ve Batı uygarlığının hedef olarak gösterildiği bir eğitimin ürünü olan insanımızın seçim vesilesiyle düşünüp ‘nefs muhasebesi’ yapacakları sonuçla da karşı karşıyayız. Türkiye’nin sorunları hem manevî hem de maddî boyutları olan, gelip-geçici, günübirlik değil köklü sorunlardır. Başta eğitim olmak üzere, düşünce, kültür, sanat, şehircilik, gençlik sorunları, varoluşsal problemlerdir. Köklü meseleler. O yüzden uzun vadeli hazırlıkları, köklü çözümleri gerektiren büyük sorunlar. Bu sorunlarımızı hâl yoluna koyabildiğimiz zaman bizi kimse durduramaz zaten. Bunu bütün dünya biliyor: Batılılar da biliyor, umutlarını bize bağlayan mazlum dünya da. Seçimler sebebiyle bütün Batı medyasının Erdoğan üzerinden Türkiye’ye saldırmasının asıl sebebi bu. Şunu çok iyi biliyor Batılılar: İslâm dünyasını toparlayabilecek ve ayağa kaldırabilecek hem tarihî derinliğe hem köklü medeniyet tecrübesine sahip tek ülke, Türkiye. 

 Türkiye, bu yükü taşıyabilecek duruma geleceğinin vesilesi de seçimi kazanmaktı. Allah da nasip etti. Onun içindir ki Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesiydi bu seçimi kazanmak. Unutmayalım: Batılılar, asırlık stratejilerini Türkiye’yi durdurmak için geliştiriyorlar. İki yüzyıllık tarihe dönüp bakın, göreceksiniz bu yakıcı gerçeği. Türkiye, bin yıldır, eksen ülkeydi; bundan sonra da öyle olacak inşallah. 

 Ak Parti, bu seçim zaferinden sonra kendisini köklü bir özeleştiriye ve yenilenmeye tabi tutmalı. Önümüzdeki beş yıl ve sonrasındaki zamanda eğitim, düşünce, sanat, kültür, şehircilik, medya ve gençlikte devrim niteliğinde adımlar atabilecek çap ve kalitede bir kadrosuyla hem iktidar hem de muktedir olduğunu göstermeli. İçlerinde eyyamcı, menfaatçi, dünyevileşme hastalığına bulaşmış siyasiler de olabilir. Bütün hamlelerin boşa çıkmasına sebep olan, sadece kişisel menfaatini düşünen, rantiyenin adamı olan, kirlenmiş ve insanları da kirleten, genç beyinlerin de ahlakını bozan ne kadar yanlış adam varsa hepsi tasfiye edilmeli. Bunların da öncelikle temizlenmesi gerekiyor. Ekonomik, siyasi, adli, hukuki, özgürlükler ve benzeri meseleler kurulacak hükümeti bekliyor. Ancak hepsinden daha önemlisi kutuplaşmanın önlenmesi. Toplumsal hoşgörüde ciddi aşınmalar, muhalefetin kazanma yolunda her şeyi mübah gören bir siyaset anlayışı, “kavga”yı körükleyen ve “nefret” söylemini hâkim kılan bir propaganda şekli, ülke barışını fazlasıyla zedeledi.  

 Kardeşlik hukuku zedelendi, dolayısıyla ülke büyük yara aldı. Türkiye’de gerilim politikasını unutturacak, bütün kesimleri kucaklayacak bir hoşgörü ve şefkat, merhamet dokunuşları gerekiyor. Milletimiz, Recep Tayyip Erdoğan’a bütün Türkiye’yi tek takım yapacak, ortak ideallerde kenetleyecek, herkesle helalleştirecek muhteşem bir final yapma fırsatı verdi. “Türkiye Yüzyılı” dediği hadise, büyük bir meydan okuma niteliğinde olduğu için de kazanımda büyük payı oldu. Müttefik sayısını çoğaltmak, yeni dostluklar inşa etmek, mümkünse düşman sayısını azaltmak, milli menfaatlerimizin gereği. Gücümüzün dağılmasına, dikkatlerimizin başka alanlara kaymasına sebep olan ve her geçen gün önümüze gelen problemleri çözmek, iktidarı muktedir olmaktan uzaklaştırıcı, oyalayıcı, sunî gündemleri aşmak da olmazsa olmazımız. Yeni baştan bir muhakeme yapmalı, dış politikada yeni yeni dostluklarla, etrafımızı kuşatmaya çalışan dış güç/emperyalist devletlerle de mücadelemiz maddi manevi tedbirlerle devam etmeli. Yapacağımız yatırımlarla, dış sermayenin Türkiye’ye girişini sağlamaya, hızlandırmaya, çoğaltmaya ve ekonomik canlanmaya ihtiyacımız var. Sanayide başlattığımız hamleleri, tarımda, turizmde, ticarette yapacak bir ülke olduğumuzun şuurunda bir iktidar. Bunun için de gerekli olan beyin göçünü de önleyecek, buluşlarımızı, ilmî çalışmalarımızı, yazılım kurulum hamlelerimizi acilen hayata geçirecek bir iktidar olduğu da unutulmamalı. Şu veya bu şekilde ülkemizi terk etmek zorunda kalan ne kadar bilim insanı varsa gönüllerini alarak yeniden kadromuza dahil edecek, göçmeyip içerde kalan ama sesi çıkmayan, kendini dışlanmış hisseden veya ifade etmeyen, edemeyen, ne kadar beyin varsa hepsini sahaya sürecek bir iktidar olduğu da unutulmamalı. Fransızların, Almanların, Amerika’ya hükmeden ve İsrail’e çeki düzen veren Yahudilerin de Türkiye’nin yeniden bir medeniyet atılımı gerçekleştirecek tarihî bir yürüyüşünü önlemeyi amaçlayan büyük ve tehlikeli stratejilere sahip olduklarını iyi bilelim. Türkiye’nin uzun soluklu, köklü, çok yönlü, kalıcı ve sarsıcı bir ruh atılımına ihtiyacı var. Ruh atılımını gerçekleştirebilen toplumlar, her türlü zorluğa göğüs germesini de bilirler. Ruh atılımını gerçekleştiremeyen toplumlarsa -tıpkı bizim bir asırdır yaşadığımız gibi- esen rüzgârların önünde sürüklenirler. İslâm’ın hayata hâkim olacağı korkusu, siyasetin araç olup amacın büyük idealleri (Kızılelma gibi) gerçekleştirileceği endişesi iç ve dış, şer ve zillet ittifakını ürkütüyor. Batı da yüzyıllık stratejilerini, İslâm’ın gelişini önlemek için geliştiriyor. Türkiye’nin toparlanmasını ve ayağa kalkmasını, medeniyet coğrafyasını toparlamasını ve ayağa kaldırmasını önlemeye çalışıyor. Vatan, millet, devlet, bayrak sevgisi taşıyan herkes (ikazlarını, tavsiye ve kontrollerini yaparak) Ak Parti’ye yardımcı olsun. 

www.yeniakit.com.tr