ÜSTAD SEZAİ KARAKOÇ SÜRGÜNDEN ANAVATANINA DÖNDÜ! (Rahmetullahi Aleyh)

ÜSTAD SEZAİ KARAKOÇ SÜRGÜNDEN ANAVATANINA DÖNDÜ! (Rahmetullahi Aleyh)

ÜSTAD SEZAİ KARAKOÇ SÜRGÜNDEN ANAVATANINA DÖNDÜ! (Rahmetullahi Aleyh)


     ‘Noksanlı Osmanlı’ ile ‘yanlışlı cumhuriyet’ döneminde yaşanan kimlik buhranında, nesillerimizin mukaddes değerlerini koruyabilmeleri için mücadele veren birçok önderler yetişti. Bunlar arasında Mehmed Akif ve Necib Fazıl üstadlarımızın ayrı birer yeri vardır. 88 yaşında aramızdan ayrılan, “Ey Sevgili, uzatma dünya sürgünümü benim” mısralarının sahibi Sezai KARAKOÇ da, bu zincirin önemli halkalarından birini teşkil eder.

         İslamın hayat görüşünü çağın gereklerine göre şekillendirip sistemleştiren isimler arasında Mehmed Zahid KOTKU, Nureddin TOPÇU, Said NURSİ, Necmeddin ERBAKAN, Şule YÜKSEL ŞENLER, Aliya İZZETBEGOVİÇ, Sabahaddin ZAİM, Hasan el-BENNA gibi, isimlerini rahmet dileklerimiz ve hayır dualarımızla yad edebileceğimiz ülkemizin ve yakın coğrafyamızın birçok önemli önderleri arasında merhum Sezai KARAKOÇ adının da müstesna bir yeri ve değeri vardır.

        Akif’in “Asım’ın Nesli”, Necib Fazıl’ın “Büyük Doğu Gençliği”, KARAKOÇ’un “Diriliş Nesli” Bediuzzaman’ın “Nesl-i Âtî”si ve Aliya Bosna-Hersek'inin "Genç Müslümanlar"ı, Hasan El BENNA'nın "Müslüman Kardeşler"i tıpkı "Evlâd-ı Fâtihân" gibi, sıradan birer proje olmaktan daha büyük anlamlar taşırlar. Günün ihtiyaçlarına göre yorumlandığında bu ve benzeri nesil projelerinin, vakfımızın üzerinde yoğunlaştığı İLKELİ GENÇLİK yetiştirme hedefi dikkate alındığında, tarihten akıp gelen “Fütüvvet Nesli”nin çağdaş versiyonları olduğu görülecektir.

       Sezai KARAKOÇ üstadımız gösterdiği kişiliği, kimliği, savunduğu idealleri ve yaşadığı dünya görüşü ile, bilhassa son 30-40 yılda büyük değişim ve dönüşüm yaşayan gençliğin değerlerini korumasını sağlayan önemli bir rol modeldir.

        Gerek ülkesi ve gerekse tüm insanlık için büyük davaların ve sorumlulukların taliblisi ve takibcisi olmaya hazırlanan “Fütüvvet Neslimiz”, merhum üstad KARAKOÇ’un ve diğer kutlu önderlerinin ideallerini yaşatmayı ve hayallerini hayata geçirmeyi sürdürecektir. Hızla akan zaman ile değişen şartlar ve gelişen imkanlar, bizi bu sorumluluğu üstlenmeye zorlamaktadır.

       17 Kasım 2021 (12 Rebiulahir 1443) Çarşamba günü ikindi sonrası, avlusunda kılınan cenaze namazını takiben ve sanki bir vasiyetmişcesine kaleme aldığı  “Şehzadebaşı’nda Gün Doğmadan” şiirinde temenni ettiği gibi, adı geçen camiin haziresinde, “GÜN BATMADAN” tevdi edildiği kabri, bundan sonraki uğrak yerlerimizden olacaktır, inşh.

         Kabri pür-nûr, mekânı Cennet, makamı âlî ve Allah (c)’ın rahmeti üzerine ola…