Şöyle bir zihninizden geçse: Şehrin doğalgaz sorunu, şehrin çevre sorunu, şehrin ulaşım sorunu, şehrin su ve kanalizasyon sorunu, şehrin planlama sorunu, şehrin göç sorunu, konut sorunu, gibi başlıkları sıralarsınız öyle değil mi?...
Ben bunlara; öfke, stres ve saygısızlığı da eklemek istiyorum. Modern şehrin yaşayanları olarak göğüs gerdiğimiz bu sorun öyle bir boyuta geldi ki, artık trafiğe çıkmak, kalabalık bir yerde bir işinizi görmek, bir ihtiyacınızı karşılamak neredeyse güvenlik sorunu haline geldi. Şiddet, tahammülsüzlük, dolandırıcılık, hırsızlık, darp, saygısızlık, mesafesizlik o kadar artmış durumda ki, şehrin diğer sorunlarından önceki temel problemi sanki 'insan'mış gibi gözüküyor daha doğrusu esas problemimiz 'insan olamamak' sanırım...
Medyaya bakıyor musunuz? Bizler dünyadan ve ülkemizden önemli haberler ve meseleler çerçevesinde elimizden geldiğince haberler, yorumlar getiriyoruz gazeteciler olarak. Üniversiteli günlerimde kültür-sanat muhabiri olarak başladığım yazılarım, 1999'dan bu yana iç ve siyaset ağırlıklı olarak sürüyor, ama insan her zaman, her bakışımın odağında... Biz yetişirken gazetelerin en önemli bölümleri, ekonomi bölümleri olurdu, sonra; iç siyaset, dış siyaset, 3.sayfa, spor, magazin gibi devam ederdi... Ekonomi bölümü hala büyük yük çekiyor tüm medyada, lakin iç ve dış siyaset hemen her şeyin önüne geçmiş durumda...
TV'lerdeki ana haberleri her akşam seyrettiğinizde de buna benzer bir dağılım var, fakat bizim yazılı medyada '3.sayfa' dediğimiz ve daha çok vurdulu kırdılı, kapkaçlı, hareketli adliye dosyaları, artık TV'lerde ve sosyal medyada o kadar yoğun bir yer alıyor ki, geçmişte tek 1 sayfada kotarılan haberler, artık TV haberlerinin neredeyse yarısı, sosyal medyanın belki tamamı...
Kavgalar, çatışmalar, uyuşmazlıklar, skandallar arasından, şiddet mi arttı yoksa, haber anlayışı mı değişti, diye soruyor insan... Sanırım her ikisi de geçerli. Şiddeti ve skandalları seyretmenin iyi prim getirdiğini gören yöneticiler, artık haberlerinde ekseriyeti şiddet ve skandallara ayırıyorlar. Fakat daha önemlisi her gün artan stres, kontrol edilemeyen öfke, şiddetin ''güç'' olarak olumlu addedildiği bir hayat tarzı, derken büyüyen çatışmalar, büyük şehirlerin ana sorunlarından birisi haline geldi...
142 ülkeden 147.000 kişiyle görüşerek yapılan Küresel Duygular (Global Emotions) Raporu 2023 yayınlandı.
Sorular şöyle sorulmuş: Dün kendinizi iyi dinlenmiş hissettiniz mi? Dün bütün gün size saygılı davranıldı mı? Dün çok güldünüz veya gülümsediniz mi? Dün günün büyük bir bölümünde duygusal / fiziksel acı yaşadınız mı? Dün günün büyük bir bölümünde endişe yaşadınız mı? Dün günün büyük bir bölümünde üzüntü yaşadınız mı?
Ülkemizdeki sonuçlar şöyle; Endişe (yüzde 41), üzüntü (yüzde 27), stres (yüzde 40), kızgınlık (yüzde 23), fiziksel ağrı (yüzde 32)
Şiddet üzerine düşünenler için çok parlak bir yol göstericiliği olmayabilir ama ülkemizi ilgilendiren en çarpıcı sonuç, öfke, stres ve üzüntü seviyelerine ilişkin bulgularda gizli... Bu kapsamda Türkiye, dünya çapında bu üç duyguda üçüncü sırada bulunuyormuş...