Okuyucularla Pazar Hasbihali…
İstanbul’dan Kemaleddin Erce yazıyor:
‘CHP’li C.Başkan adayı olarak gösterilen KK Bey’in son haftalarda ortaya attığı ve ‘Ülkeye 300 milyar doları getirdim’ şeklinde devamlı tekrarladığı sözdeki, ‘Getirdim’ sözü , ‘Getireceğiz’e dönüştü. Sonra da, bu paranın bir defada değil, 5 taksitle, yıllık 60 milyar dolar olarak , 5 senede getirileceğini söylemiş..
Bu kişi, gücünü hangi merkezlere dayadığını daha açık nasıl söyleyebilirdi?
Sonra, bu kişinin sahte tebessümlerine kanıp da mı verecekmiş o parayı, Londra’nın kapitalist kompradorları? Tayyib Erdoğan, (Uluslararası Para Fonu) IMF’e olan 23,5 milyar dolar borcu o günün şartlarında ne zorluklarla ödeyip de, sonra IMF temsilcilerine, ‘Haydi, güle-güle, anca gidersiniz..’ çektiğini unuttuk mu ve IMF’nin Cotarelli ve emsali ‘Müstemleke Valisi’ edâlı temsilcilerini, bir daha gelemiyecekleri şekilde ‘Kapı dışarı..’ etmedi mi?
KK Bey ise, safdil tarafdarlarını, ‘300 milyar dolar getirdim..’ lafıyla kerizledikten sonra, şimdi, o rakamı 5’e bölüp yıllık 60 milyar dolarlık taksitler halinde borç alacağını açıklamak zorunda kaldı; ‘Borç alan, ferman da alır’ sözünden de habersizce.. Zavallı KK Bey, kapitalistlerin temiz para sahibi olduklarını ve de ülkemizi de çok sevdiklerini sanıyor..
Bir başka âlem olan ve ‘Bir oy Kemal’e, bir oy da Meral’e..’ diyen ve ‘Allah biliyor ya, Başbakan olmayı çok istiyorum..’ diyen hamfendi siyasetçi ise, o 300 milyar dolar’ı 3 taksitte getireceğinden dem vuruyor!.
Biz bu oyunu geçmişte çok gördük ve ağır bedeller ödedik.. KK Bey, sen ders almadıysan da biz aşılıyız; aynı oyuna gelmeyi asla istemiyoruz, Ve KK Bey, unutma ki, 20 sene önce Erdoğan iktidara geldiğinde, Türkiye’nin yıllık ihracâtı, sadece 32 milyar dolardı.. Şimdi, 265 milyar dolar civarında.. KK Bey, senin kapitalist patronlarından yılda alacağını söylediğin 60 milyar dolar’ın 4,5 mislini, Erdoğan, ülkenin alınterinin karşılığı olarak 1 yılda kazandırıyor.
KK Bey, sana bir şey demiyorum, ama, son 20 yılda yaşananları ve alınan bunca mesafeleri göremeyen, tekparti diktatörlüğü dönemlerinizin tuzu kuru kalıntılarının bu kadar kör oluşlarına her ne denilse, revâ değil midir?’
--Evet, okuyucunun bu kadar özetleyebildiği uzun mektubunu bizzat KK Bey’e okuyan birisi çıksa ve onun cevabını da açıklasa..
Van’dan Misbah Topçuoğlu isimli okuyucu yazıyor:
‘İstanbul’a gelmişken, Yeşilköy’deki eski havaalanının bir kısmının tahsis edildiği Teknofest Fuarı’na gittim, dün.. Aman Allah’ım.. Milletin emperyalist güçler karşısında ezik durumdan kurtulmakta olduklarının hissedişlerinin heyecan ve coşkusu görmeye değerdi.
Selçuk Bayraktar isimli bir müslüman beynin, yaptığı Akıncı, Kızılelma ve diğer İHA ve SİHA örneklerini ve hele de onların havada uçtuklarını gördüklerinde, benim gibi bir genç bile, sevinç ve gurur gözyaşları döktüm.. Bazı yaşlı kimselerin, ‘inşaallah emperyalistlerin tepesine ineceğiz..’ deyişlerinde, geçmişte çekilen nice acılara ve eziklik duygularına bir tepki gördüm..
Ama, akşam, bir de ne göreyim, Muhalefet’in C. Başkanı adayı olan Kılıçdaroğlu, kazanırsa, ‘O Havaalanı’nın Teknofest Fuarı’nın yapılan bölümünü Amerikan emperyalizminin ünlü istihbarat örgütü CİA’ye de hizmet verdiği açıklanan Amerika’daki bir türk’ün teknoloji şirketine vereceğini’ açıklamış. Bu niyete ben, kocaman bir ‘Yuhh!!’ çekerim; kimse kusura bakmasın..
--Evet, bu Vanlı Misbah kardeşimizin yazdıkları da özetle böyle..
Bu vesileyle, bu gibi sataşmalara Selçuk Bayraktar’ın cevap mahiyetinde yaptığı açıklamalardan bir kısa özetleme yapalım. Baykar isimli şirketin iki kardeşten birisi olan Selçuk Bayraktar diyor ki:
‘Bizim Teknofest sadece Baykar'ın değildir. Burada 102 tane paydaş kuruluş var. Üniversitelerimiz var burada. Müthiş bir coşku var. 1 milyon gencimiz, geleceğin teknolojik alanlarına yönelik yarışmalara katılmış. Titizlikle çalışan bir festival. Ticarî bir organizasyon da değil. Halk için yapılmış bir organizasyon. Türkiye'nin son 20 yılda savunma sanayiinde ortaya koyduğu müthiş başarılar var. Türkiye 2010'a kadar silah teknolojilerinde bağımlıydı. İsrail'den İHA alıyorduk. İsrailli pilotlar uçurmak istemiyorsa uçmuyordu. Türkiye yurt dışından bir çok teknolojiyi tedarik ederken kimse bunu eleştirmiyordu. Heron'u eleştiren bir siyasetçi gördünüz mü Türkiye'den? ABD'den İHA tedarik edilmeye çalışıldı. Bunu eleştiren duydunuz mu? Biz milli başarılar elde ediyoruz. Türkiye'yi sahada güçlü kılıyor. Niye böyle olduğu durumda eleştiriler duymaya başlıyoruz? İHA ve SİHA'lara, Türkiye 15 yıl önce muhtaçtı. Şu an Baykar dünyanın en büyük İHA ve SİHA ihracatçısı. Dünyada kimse rekabet edemiyor. Ülkeler, Türkiye'den yardım istiyor. Yani Türkiye, hem bölgesel güç, hem de dost coğrafyalara yardım eden bir ülke haline geldi. 2020 yılında Karabağ'da Azerbaycan'a sunuldu. Bunun takdir edilmesi gerekmez mi? Millî SİHA'lar PKK'la mücadelede önemli başarılar elde ettiğinde ilk tepki CHP'li bir isim, (S. T) geldi. 'SİHA'lar Jitem’dir' dedi. Siz hangi ülkenin milletvekilisiniz? Bunu konu Kılıçdaroğlu'na soruluyor. Herhangi bir cevap vermiyor. Ve o kişi, şimdi Diyarbakır'da CHP'nin 1. sıra adayı..’
Evet, doğru bir yaklaşım, değil mi? Kaldı ki, sadece Baykar Şirketi’nin geçen yılda yaptığı ihracât gelirinin, 6,5 milyarı aştığı da açıklanmış.. Ve bu yüksek teknoloji ürünlerine o kadar talep var ki, BAYKAR Şirketi talepleri karşılamaya yetişemiyormuş..
Tabiî, konuyu sadece Baykar’la sınırlı saymamak gerek.. Prof. İsmail Demir ve Prof. Temel Kotil gibi isimlerin de Bayraktar kardeşlerden geride kalmayan bir heyecanla ne büyük hizmetler yaptıkları gözden ırak tutulmamalı..
Dün de, C. Başkanı adaylarından Muharrem İnce, dün, Kılıçdaroğlu’nun laflarına ağır şekilde karşılık verdi ve, ‘Selçuk Bayraktar, Erdoğan’ın damadı diye, bu büyük hizmete karşı mı çıkacağım? Sonuna kadar destekleyeceğim..’ diyor ve ‘Kılıçdaroğlu’nun propagandalarının sadece HDP tarafından değil, Pensilvanya’dan da tezgâhlanan FETÖ yalanları olduğunu’ belirtiyordu.
Malatya’dan Ali Sabri Ekinci isimli okuyucu yazıyor:
‘Mâdem ki, mezheb açıklamak yolu açıldı. Ben Alevî bir Müslümanım.. Sünnî Müslümanlara da düşmanlığım yoktur. Çünkü Ali efendimizden öyle öğrendik.. Alevî demek, Hz. Ali’yi sevmek demekse, sizin geçen hafta yazdığınız gibi, bütün Müslümanlar da Alevî’dir. Çünkü, ben Hz. Ali efendimize sevgisiz, saygısız bir laf eden tek bir sünnî müslüman görmedim.. Ama, Hz. Ali’nin yaşayışından hemen hiç bir iz taşımayan, resmî ideolojilerin, İslâm düşmanlarının, her vesileyle Müslümanları, câhil olarak gören-gösteren; kendileri ise, Ebu Cehl’in günümüzdeki torunları olan kimselerin ve de yüzlerine alevîlik maskesi geçirenlerin neyi hedeflediğini biz bilmiyor muyuz? Kılıçdaroğlu Bey, ‘Ben samimî bir alevî Müslümanım.’ diyorsa, Hz. Ali’nin, ahlâkıyla edeplenmeli.
Eski askerlerinin ‘Hüküm Allah’ındır’ diyerek ortaya çıkardığı ‘Haricîler Meselesi’ denilen büyük fitne karşısında, Hz. Ali Efendimiz, ‘Onlar doğru bir sözü eğri bir murâd için söylüyorlar’ demişti.
Kılıçdaroğlu, ‘samimî bir alevî Müslümanım..’ diyorsa, bu söz üzerinde düşünmeli.. Ali’yi sevmek adına, Alevîliği ateistlerin, binek taşı haline getirmek nasıl olur Kılıçdaroğlu.. HDP’nin eşbaşkanı Midhat Sancar, ‘Biz Kılıçdaroğlu’nu, Erdoğan’ı devirmek için destekliyoruz.’ diyor, açıkça.. Ve neleri yıkacaklarını da gizlemiyorlar. Müslüman kürd halkı, bu oyunu bozmayacak mı?
Kılıçdaroğlu, sadece ‘alevîyim..’ demekle kendisine oy vereceğimizi sanıyorsa, avucunu yalamaya şimdiden başlayabilir.
--Evet, bu okuyucu mektubu da böyle, Malatya’dan..
Star