Selahaddin E. ÇAKIRGİL - Mâsum bir ‘bildiri değil, ‘bozguncu yeniçeri' kafasının yeni ‘muhtıra'sı! - 5 Nisan 2021

Selahaddin E. ÇAKIRGİL - Mâsum bir ‘bildiri değil, ‘bozguncu yeniçeri' kafasının yeni ‘muhtıra'sı! - 5 Nisan 2021

Selahaddin E. ÇAKIRGİL - Mâsum bir ‘bildiri değil, ‘bozguncu yeniçeri' kafasının yeni ‘muhtıra'sı! - 5 Nisan 2021


Aslında bu yazıda Zeytinburnu Belediyesi'nce düzenlenen 'Saîd Halim Paşa Sempozyumu'na değinecektim. Ancak, evvelki gece, 104 'emekli amiral'in, geçmişteki askerî darbe yöntemlerini hatırlatacak şekilde dün gece yarısı yayınladığı 'bildiri /muhtıra' konuyu değiştirdi. Ve, Said Halim Paşa, inşaallah bir başka yazıda..

Ülkeyi özellikle de dış dünyada sarsıntılı göstermekten başka bir hedeflerinin olmadığı anlaşılan bu 'emekli amiraller'e ve onların gönüldaşı olan diğer askerlere ve de sivil generallere, bir 'eski asker'in mesajını aktarayım önce..:

'Emekli ve emeksiziyle bütün darbe heveslilerine: 'İsyan Ocağı'na dönüşen Yeniçeriliğin şeklen ve resmen kaldırılması üzerinden 195 sene geçse de, 'yeniçeri'lerin uzantılarının toplumumuzdan hiç kaybolmadıklarının en canlı örneği sizlersiniz ve yapılan bütün askerî darbe hıyanetleri ve teşebbüslerinde sizler dünün başıbozuk hale gelen Yeniçerileri konumundasınız. Ve, bütün 'fitne ateşleri'ni de, hep, vatan ve milleti kurtarmak adına yakmıştınız.

Baylar!. Milleti zorla vesayetiniz altına alma entrikanız, 15 Temmuz 2016 gecesi kesinlikle söndürülmüş ve 'milletin vesâyeti' altına alınmıştınız..

Ama, bunu unuttuysanız; biliniz ki, ben de, aylık 10 lira harçlıkla, tam 24 ay orduda vazife almış bir 'eski asker'im!.

Sizler, emekli de olsanız da, rütbe, unvan ve maaşlarınızla, kendinizi hâlâ bir 'emekli asker' olarak görüyorsanız; ben de TC. vatandaşı olan onmilyonlarca 'eski asker'den birisiyim ve sizler, taa Joe Biden'a kadar uzanabilecek nice irtibat ve iltisaklarınızla, hâlâ, tahakküm arzunuzu tatmin peşindesiniz.. 'İsyankâr yeniçeri'lerin günümüzdeki temsilcileri olarak, 'Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir' diyerek, eski 'darbe muhtıraları'nı çağrıştıracak şekilde, bir geceyarısı bildirisine imza atıyorsanız; biz de milyonlarca 'eski asker'ler olarak, sizlerin her yerde karşınızda olacağız.

27 Mayıs 1960, 12 Mart 1971, 12 Eylûl 1980, 28 Şubat 1997 Askerî Darbe Zorbalıkları'nın gerçekleştirdiğiniz günlerin geride kaldığını, 28 Nisan 2007 Muhtırası'nın ve milletin kahramanca direnişi karşısında teşebbüs derecesinde kalmış 15 Temmuz 2016 Askerî Darbe Hıyaneti'nin 'Liderini bulan Müslüman bir halk ve halkını bulan bir lider' dengesi içinde kırıldığını; o geçmiş 'mütegallibe' ve 'eşkıyalık hevesi'nizin yerle bir olduğunu hâlâ da öğrenememişsiniz, demek ki..

Ve artık biliniz ki, 'vesâyet' altında olanlar sizlersiniz; millet tarafından 'vesâyet' altına alınmış bulunuyorsunuz.. Ama, bunu anlamak istemiyorsunuz, demek ki.. O halde, bir 'eski asker' olarak size ihtar ediyorum ki, siz nerede olursanız olunuz, bizi karşınızda, 'Allah'u Ekber!' diye nöbet tutarken bulacaksınız.'

Evet, bu 'emekli amiraller'e hitaben, bir 'eski asker'in satırları da böyle..

 

CHP Sözcüsü Faik Öztrak, 'insanların görüşlerini açıklama özgürlüğü'nün kısıtlanamayacağından söz etmiş..

Biz bu taktiği 28 Şubat 1997 Askerî Darbe Zorbalığı günlerinde de görmemiş miydik?

CHP'nin o zamanki Gn. Başkanı Baykal da, '28 Şubat 1997 Muhtırası' ve devamındaki gelişmeleri, 'Askerlerin de demokratik haklarını kullanıp, görüş açıklamaları' şeklinde yorumlamamış mıydı? Kılıçdaroğlu da şimdi, 'Bu sahte gündemler tutmaz. Halkımızın tek gerçek gündemi, sofrasıdır' diyor.

İP Gn. Başkanı Akşener ise, bu 'bildiri'ye 'zevzeklik' diye karşı çıkarken, en yakın yardımcısı bu 'bildiri'yi destekliyor! Bu bir iç kırılma mı, yoksa siyasî manevra mı, önümüzdeki günlerde çıkar kokusu..

 

15 Temmuz hıyaneti gibi, bir takım kıpırdanmaların olduğunun havasını vermeye çalışan bir 'işaret fişeği' olan bu son bildiri, işbu 'em. amiraller'in hangi şeytanlıklar peşinde olduğunun delilidir. Ergenekon ve Balyoz Dâvaları, kanûnen delil yetersizliği gibi gerekçelerle cezasız kaldıysa da, birileri uyumuyor.

İki-üç hafta kadar önce itirafçı olan birisi, mahkemede, gizli darbe toplantıları'nın yapıldığı mekândaki masa üzerinde arsa, parsel vs. harita ve krokilerinin bulunduğunu; bir baskın halinde, kooperatif kurmak üzere bir toplandıkları yapmak üzere bir araya geldiklerini söylemek hususunda söz birliği etmekte yeminleştiklerini söylememiş miydi?

Bu son cür'etkârlık da aynı yöntemi takib etmiş olamaz mı? Hiçbir darbeci, darbe yapıyorum diyerek gelmez.

 

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, 'em. amiraller' bildirisi karşısında, onların rütbelerini sökülmesi, emekli maaşlarının ve sair özlük haklarının kesilmesi gibi teklifleri, hiç de yabana atılacak cinsten değildir. Hepsi de sorgulanmak üzere gecikmeden mahkemeye de sevkedilmelidir.

Tarih geç kalanı affetmez..

Geçmişteki darbeler karşısında çeşitli mülâhazalarla hep geç kalındığından, bu ülkede, sadece şu son 110 yıl içinde bile, 2. Abdulhamîd'in kuzu kuzu teslim olduğu 31 Mart 1909 Hadiseleri'nden sonraki yığınla askerî darbelere ve 28 Nisan 2007 Muhtırası'na kadar ne acılar yaşanmıştır. Ama, o muhtıra, Erdoğan'ın baş eğmeyen iradesine çarparak paramparça olmuştu.

15 Temmuz 2016 Darbe Hıyaneti'nde ise, 'liderini bulan bir millet ve Hakk'ın takdirine teslimiyetle halkıyla birlikte hareket eden Erdoğan'ın kararlı tutumu, o hain darbecileri zelîl duruma düşürmüştür. İnşâallah, yine aynı zilleti tadacaklardır.

Kaynak / Star Gazetesi