RESUL TOSUN - DEPREM AFET DEĞİL, ALLAH'IN AYETLERİNDEN BİR AYETTİR!

RESUL TOSUN - DEPREM AFET DEĞİL, ALLAH'IN AYETLERİNDEN BİR AYETTİR!

RESUL TOSUN - DEPREM AFET DEĞİL, ALLAH'IN AYETLERİNDEN BİR AYETTİR!


Hiç tanımadığımız birinin enkaz altından çıkarılmasına seviniyoruz. Tanımıyoruz ama bir canın yaşadığına seviniyoruz.

Bu duygu insanlığımızın ölmediğinin habercisidir. 

Tanımadığımız bilmediğimiz görmediğimiz insanlar için seferber olmuşuz. Ayni nakdi destekler çığı gibi yardım tırları yolları tıkamış, nakdi yardımların haddi hesabı yok.

Bu tablo millet şuurumuzun da ölmediğinin habercisidir.

Evet, böyle bir milletin ferdi olduğumuz için ne kadar şükretsek ve ne kadar iftihar etsek azdır.

Umudumuzu yeşerten fedakârlık tabloları sadece bizi değil yurt dışından gelmiş ekipleri de şaşkına çevirmiş durumda!

İnsanımızın bu paylaşma bilinci aslında yüreklerimizdeki fay hatlarının kırılmasının tezahürüdür!

Yüreğimiz kanadığına göre fay hatları çok diri. Bu diriliş sadece bir kesimin değil ülkedeki tüm kesimlerin yüreğinin dirilişidir.

Dini inancı, etnik kökeni, siyasi düşüncesine bakmadan depremzedeye birlikte yardım edebilmek insanlığın dirilişidir!

Bu tablodan rant devşirmek isteyen kötüleri utandıran bir diriliştir.

Evet, toprak sarsıldı ama millet sarsılmadı, tek yürek oldu.

Çaresizliğin ortasındaki depremzedelerin feryadı, itirazı, eleştirisi, talebi, kızgınlığı; bunların hepsi yaşadığı acının dışa vurumudur.

Gün onların konuşma günüdür. Devlete karşı kırık hatta öfkeli de olabilirler.

Bizlere düşen dinlemek yüreklerine dokunmak varsa söyleyecek sözümüz onları da ertelemektir!

İçinden geçtiğimiz imtihan depremzedelerin değil bölge dışındakilerin, bizlerin imtihanıdır!

Tarih yazılacaksa ki yazılmalıdır onu depremzedeler değil bizler yazacağız!

Bizden sonraki nesillere takdir edecekleri ibretler bırakmalıyız.

Ki milletimiz gösterdiği fedakârlıkla tarihe ibret levhaları bırakıyor elhamdülillah.

Yıkılan şehirlerimiz yeniden imar ederken yüreklerimizi ve toplumsal birlikteliğimizi de güçlendirmeliyiz.

Onun için yıkıcı, kırıcı, ötekileştirici dilden uzak durmalıyız.

Gönül yaraları kolay iyileşmez zaman alacak şüphesiz!

El açıp Rabbimize yönelmeli ölenlere rahmet, kalanlara sağlık ve afiyet dilemeliyiz.

Duanın en makbul olanı da kalben ve kavlen yapılan duaya fiil duanın yani amellerimizin eylemlerimizin eşlik etmesidir yani acıyı dindirecek adımlar atmaktır!

İmtihan artık depremzedelerin değil varlık ve servet sahiplerinin imtihanıdır!

Ben bu imtihanı millet olarak geçeceğimizi düşünüyorum.

Felaket yüzyılın felaketi, acılar çok büyük, kayıplar çok fazla ama millet olarak da devlet olarak da enkazın altında kalmadığımızı düşünüyorum.

Enkazı kısa sürede kaldıracak şehirlerimizi imar edecek güçte olduğumuzu görüyorum.

Geriye manevi yaralara merhem olmak kalıyor.

Yaraları kaşıyan kötülerin sayısı az değil ama milletin sağduyusunun kötülere galebe çalacak güçte olduğuna inanıyorum.

Son olarak din adına konuşanların din düşmanlarına malzeme üretecek söylemlerden uzak durması fevkalade önemlidir.

Çünkü İslam'a saldırmak için bahane arayan o kadar tahammülsüz kindar var ki saygısızlığın kitabını yazıyorlar!

Özellikle de depremin metafiziğini din üzerinden konuşanların kâinatı, coğrafyayı, konuyla ilgili jeolojik bilgileri edinmeden konuşmamalıdırlar.

Bilimin geldiği bugünkü noktayı göz ardı ederek dinin bilim ile çeliştiğini iddia edercesine değerlendirmelerden kaçınmak gerekir.

Din bilim ile çelişmez!

Mucizenin de kerametin de hak olduğuna inanırız ama onlar istisnai hallerdir.

Normal olan, ilmin Müslümanın yitik malı olduğudur; Çin'de bile olsa almaktır; ilim tahsilinin kadın erkek herkese farz olmasıdır!

Dağların nehirlerin gecenin gündüzün birer ayet olduğunu ve onlardan ibretler almamız dersler çıkarmamız gerektiğini söyler bize Kuran-ı Kerim.

Kuran-ı Kerim Sünnetullah'da (Allah'ın koyduğu değişmez kanunlar ki bugün tabiat kanunları diyorlar) bir değişikliğin olmayacağını tekrarlar!

Onun için deprem de afet değil, kâinat kitabına Allah'ın koyduğu ayetlerden bir ayettir!

Bu ayeti iyi okuyup iyi anlamak gerekir!

Onu afete dönüştüren insandır.

Tabiatı bozan, şehri yaşanmaz hale getiren, binaları sakinlerine infaz yuvası şeklinde hazırlayan insandır!

Aynı bölgede yıkılmayan ve hasar görmeyen 33 bin bina bize bunu söylüyor!

İbret almalı ibret olmalıyız ki dualarımız kabul edilsin!