MURAT BARDAKÇI - GEVELEDİKLERİ UCUZ HAKARETLERİ KENDİ ADLARIYLA YAYINLAMAYA CESARET EDEMEYEN ÖDLEKLER, NEYZEN TEVFİK'E MUSALLAT OLDULAR! - 29 Şubat 2024 Perşembe

MURAT BARDAKÇI - GEVELEDİKLERİ UCUZ HAKARETLERİ KENDİ ADLARIYLA YAYINLAMAYA CESARET EDEMEYEN ÖDLEKLER, NEYZEN TEVFİK'E MUSALLAT OLDULAR! - 29 Şubat 2024 Perşembe

MURAT BARDAKÇI - GEVELEDİKLERİ UCUZ HAKARETLERİ KENDİ ADLARIYLA YAYINLAMAYA CESARET EDEMEYEN ÖDLEKLER, NEYZEN TEVFİK'E MUSALLAT OLDULAR! - 29 Şubat 2024 Perşembe


Sosyal medyada şiir yahut vecize modası gırla gidiyor. Adam kalkıyor, “Falanca böyle demiş” diye ucuzun da ucuzu birşeyler karalıyor; bir başkası bunu beğenip tekrarlıyor, aynı tekrarı öteki de yapıyor ve bu sözler çığ gibi büyüyüp tekrar ediliyor.

Ama meselenin tuhaf tarafı yazılanların çoğunun palavra olması! “Falanca söylemiş” denen şiir, vecize yahut söz ait olduğu iddia edilen kişinin değil; başkaları tarafından uydurulmuşlar ama okuyan inanıyor ve tekrar üstüne tekrar ediyorlar.

Bu uydurmalardan birkaç defa ben de nasibimi aldım. Meselâ, Sultan Vahideddin’e ait olduğunu iddia ettikleri bir sözü, “Türkler dini, soy-sopu belirsiz bir cahiller sürüsüdür” diye başlayan edepsizce ifadeyi bana mâletmiş, bu sözlerin benim Şahbaba’da geçtiğini söylemişlerdi. “Vahideddin’in böyle bir sözü yoktur, bu ifadeler Şahbaba’da yoktur” diye defalarca söyledim, yazdım ama ne çâre! Yalan söyleyip nakletmeyi hayat biçimi hâline getirenler tınmadılar bile!

Sosyal medyada bugünlerde de muzır bir minyatür dolaşıyor ve bunu bir kitabımda benim yayınladığım söyleniyor...

Bu palavralar artık bıkkınlık getirdi ama kısaca da olsa söylemek zorundayım: Ben böyle bir yayın yapmadım!

Son senelerde turiste minyatür satma uğruna yazma eserleri tahrip modası başladı: Herifler elyazması kitabın sayfalarını kopartıyor, satırların bir kısmını ilâç ile siliyor ve boş hâle getirdikleri kısma saçma sapan birşeyler çiziktirip satışa koyuyorlar. Ama sayfanın üzerindeki yazı ile sahte minyatür arasında hiçbir alâka bulunmuyor.

Sosyal medyada bugünlerde dolaşıp duran çizim de böyle imal edilmiştir, orijinal olmadığı ve son zamanlarda çizildiği daha ilk bakışta belli olmaktadır, sayfanın üzerindeki satırların minyatür ile ilgisi yoktur, benim tarafımdan yayınlandığı iddiası da yalandır!

BUNLARIN HİÇBİRİ NEYZEN’İN DEĞİL, İNANMAYIN!

Sosyal medyada bu gibi edepsizliklere kurban edilenlerin başında maalesef Neyzen Tevfik geliyor ve birbirinden ucuz şiirimsi sözler ona ait olduğu iddiası ile ortalıkta dolaştırılıp duruyor...

Yazdıklarının bugün sadece küfürlerle dolu hicivlerden ibaret olduğu zannedilen Neyzen derin bir şair idi; çok güzel mısrâlar, meselâ “Merhamet kıl hâlime her şey’e âgâhım Alî / Var mı senden başka söyle ilticâgâhım Alî” misâli nefis beyitler kaleme almıştı, bir hayli hicvi de vardı ve her şiiri vezinli idi!

Dünyadan 1953’te ayrılan Neyzen’in ismi sağlığında bile başka işlere âlet edilmiş, bazı yeteneksiz hiciv şairleri yazdıklarını kendi isimleri ile yayınlama cesaretine sahip olamadıklarından Neyzen’e atfedip onun tarafından yazılmış gibi göstermişlerdi. Meselâ, 1940’lı senelerde adamın birinin gazeteci Ahmet Emin Yalman için söylediği ve o günlerde hemen herkesin işittiği “Şu hahambaşı bizim Ahmed Emin / Din ü imanımıza çatmadadır / Başımız ağrımaz etsek de yemin / Vatan’ı on kuruşa satmadadır” kıt’ası da Neyzen’e mâledilmiş ve Neyzen bu hakaretlerin kendisine ait olmadığını gazeteler vasıtası ile yalanlamak zorunda kalmıştı.

Aynı yalan atıflar bugün artarak devam ediyor ve sosyal medyada da tekrar üstüne tekrar ediliyor.

Birkaç örnek vereyim: Neyzen Tevfik’e ait olduğu iddia edilen “İşgaldeki hâli sakın unutma / Atatürk’e dil uzatma sebepsiz / Sen anandan yine çıkardın amma / Baban kimdi bilemezsin şerefsiz” mısralarını Neyzen’in yazmadığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nde Asayiş Şube Müdürü olan Mutlu Çelik tarafından Neyzen’in vefatından 40 küsür sene sonra kaleme alındığı artık ortaya çıkmış olmasına rağmen sosyal medyada hâlâ Neyzen Tevfik’in şiiri diye dolaşıp duruyor ve bir ideolojik kesim tarafından da slogan niyetine kullanılıyor. “Türk Milleti gariptir / Her bir lâfı kaldırmaz / .... dersin kızar da / ..... aldırmaz” şeklindeki saçmalığın da ismi malûm bir şairin 1930’lu senelerde yazıp Neyzen’e mâlettiği “Sosyete Hayatı” başlıklı uzun şiirinde geçen “İnsanoğlu tuhaftır, her bir sözü kaldırmaz / ..... dersin kızar da, bir..... aldırmaz” şeklindeki edepsiz mısraların bozulmuş hâlinden ibaret olduğu bilinmiyor ve böyle basit sözler yine sosyal medyada Neyzen Tevfik’e aitmiş gibi dolanıp duruyor...

Yine şimdilerde tepe tepe kullanılan “Yürü bre ehli deve endamını göreyim” yahut “Geldikleri gibi gitmediler. Kimi itini bıraktı, kimi bitini, kimi piçini. Yoksa bu kadar soysuzun bizden olması mümkün değil” gibisinden zevksiz ucuzlukların hiçbiri Neyzen’in değildir.

Dolayısı ile Facebook’ta, Twitter’de, yani yeni ismi ile X’te dolaşıp duran basit sözleri Neyzen’in söylediğine inanmayın ve çiziktirdikleri saçmalıkları kendi isimleri ile yayınlamaya cesaret edemeyen zavallıların gevelediklerini Neyzen’e mâletme çabalarına âlet olmayın!

 

Geveledikleri ucuz hakaretleri kendi adlarıyla yayınlamaya cesaret edemeyen ödlekler, Neyzen Tevfik’e musallat oldular! (haberturk.com)