Önceki gün, Dolmabahçe Sarayı’ndaki Cumhurbaşkanlığı Ofisi’nde düzenlenen “Ulusal Risk Kalkanı” toplantısında idik…
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlık ettiği toplantıya jeoloğundan sismoloğuna ve sedimantoloğuna kadar deprem ile ilgili her branşın uzmanları, önde gelen mimarlar, mühendisler, meteorologlar, şehir plânlamacıları, rektörler, doktorlar, hukukçular, iletişimciler, Kandilli Rasathanesi’nin idarecileri, tarihçiler ve AFAD ile AKUT gibi âfet karşısında müdahale ile görevli kuruluşların temsilcileri davet edilmişlerdi. Cumhurbaşkanı ile beraber devletin bütün üst düzeyi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Meclis Başkanı Prof. Mustafa Şentop ve çok sayıda bakan da Dolmabahçe’de idiler ve 14.30’da başlayan toplantı gece 22’ye kadar, yani tam yedi buçuk saat devam etti!
Herbiri teker teker söz alan bilim adamları ile bilim kadınları “Ulusal Risk Kalkanı” çalışmalarının hangi doğrultuda olması gerektiği konusunda kendi uzmanlık alanları doğrultusunda fikirlerini söylediler ve bugüne kadar yapılan bazı hatâlı uygulamalardan da bahsettiler. Söz alan bazı bakanlar deprem sonrası alınan tedbirler ile âfetzedelere götürülen yardımları anlattılar ve konuşmaların tamamlanmasının ardından konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan da bilim adamlarının desteğine vurgu yaptıktan sonra âfetler konusunda artık hiçbirşeyin eskisi gibi olmayacağını ve Cumhurbaşkanlığı bünyesindeki politika kurullarına “ Âfet Yönetimi Politikaları Kurulu”nun da ilâve edileceğini söyledi.
İletişim Başkanlığı’nın hazırladığı ve toplantıda gösterilen kısa bir filmin sadece beni değil, birçok katılımcıyı etkilediğini ifade etmem gerekiyor…
Filmde deprem felâketine uğrayan şehirlerin âfet öncesinde ve sonrasında uydudan çekilmiş görüntüleri yeralıyordu; yani hayat dolu, cıvıl cıvıl mekânların bir anda enkaz hâline geldiklerini görüyordunuz…
Ben, bu görüntülerin benzerini bundan 24 sene önce, 1999 depreminin ardından Topkapı Sarayı’nda yapılan dar katılımlı bir başka deprem toplantısında görmüştüm. Toplantıya Amerika’nın Los Angeles şehrindeki Paul Getty Müzesi’nin uzmanları da gelmişler, beraberlerinde getirdikleri uydu görüntülerini ekrana yansıttıkları anda birçok katılımcıdan derin iç çekişleri ile beraber üzüntü nidâları yükselmişti…
Ama 1999 depreminin görüntüleri, önceki gün Dolmabahçe’de izlediğimiz görüntülerin yanında maalesef hiçbir şey mesabesinde kalıyordu!
ANKARA’DA “MASA” KONUŞULURKEN...
Toplantıda konuşulanları ve serdedilen fikirleri burada tek tek yazmama hem imkân, hem de lüzum yok; zira uzmanların önceki gün ifade ettikleri düşünceler “Ulusal Risk Kalkanı” çerçevesinde zaten uygulamaya konacak…
Tarihe not düşmek maksadı ile sadece şu kadarını söyleyeceğim:
Dolmabahçe’de yapılan bu toplantı Türkiye’nin tarihinde bir ilki teşkil etmekte idi, üstelik Ankara’da “Meral Hanım masayı devirdi, altılı masanın bacağı kırıldı, kırılan bacağı kim onaracak?” tartışmalarının ayyuka çıktığı saatlerde devletin en üst düzeyi nerede ise tam kadro hâlinde böyle bir akademik toplantıya katılıyordu!
7,5 saat süren toplantıdan çıktığımız sırada tarih profesörü bir arkadaş, “Padişahlar arasında bilime en fazla meraklı olan Fatih Sultan Mehmed idi ama o bile ulema ile yedi buçuk saat boyunca birarada olmamıştı” diyordu…
“Ulusal Risk Kalkanı” toplantısının gelecekteki âfetlerin altından çok daha az zararla ve daha kolaylıkla kalkmamıza yardımcı olmasını temenni ediyorum.