Dikkat ederseniz günahların her birinin bir cazibesi, çekici bir yanı vardır. Dedi kodunun kendine göre bir tadı, laf götürüp getirmenin muhataplarımızda merak uyandırma ve dikkatleri üzerimizde toplama zevki vardır.
Hele şu dilimizle birilerini iğneleme, onlarla eğlenme ve alaya alma zevkine hiç doyum olmuyor. Her şeyden önce o esnada siz muhatabınızı yerin dibine batırmış kendinizi de üst bir konuma çıkarmış oluyorsunuz.
Gıybetin bu saydıklarımız arasında çok daha cazip yönleri vardır.
Her şeyden önce kolaydır, orada olmayan, kendisini savunma gücüne sahip olmayan birisine vurdukça vuruyorsunuz, zavallı orada değil ki “bir dakika, dur bakalım, sen ne söylüyorsun” diyemiyor.
Evet, gıybet tatlı hem de çok tatlı bir şeydir. Çünkü orada olmayan birisini yıkmaya, yaralamaya, yerle bir etmeye çalıştığınız gibi bu arada hiçbir erdeme sahip olmadığınız halde beleşten kendinizi yükseltmiş oluyorsunuz. Gıybetin perde gerisindeki en büyük zevki bu olmalıdır.
Gıybet ve benzerlerinin bize bu şekilde tatlı gelmesinin birinci sebebi, peşin olması, aynı anda hemen etkisini gösteriyor olmasındandır. Bu aynı zamanda bizim dünyaya, dünyalık bir şeye oynuyor olmamızı göstermektedir.
Dünyayı yani peşin olanı tercih etmek, ahireti uzak görmek insanoğlunun kendisini kaptırdığı en büyük hastalıktır. Allah Teala da kullarını en çok bu konuda uyarmaktadır. Kâfiri kâfir yapan da günahkârı günahkâr yapan da dünya sevgisi, dünyayı tercih edişidir.
“Onlar (kâfirler) dünya hayatını ahirete tercih ederler”(14/3)
“Bu (azap) onların dünya hayatını ahirete tercih etmeleri sebebiyledir…” (16/107)
“Hayır, doğrusu siz çabucak gelip geçeni seviyorsunuz, ahireti ise bir yana bırakıyorsunuz” (75/20,21)
Bütün bunların en önemli göstergesi de karşılıklarını peşin aldığımız günahlara hemen meyledişimizdir.
Halbuki iyiliklerin karşılığı bu şekilde peşin değildir hatta tam karşılığı öteki dünyadadır ama insanoğlunun fıtratında aceleye meyil özelliği vardır.
Yazımıza gıybetin tatlı olduğunu söyleyerek başladık ama unutmayalım aslında bu tat olsa olsa ölmüş insan etinin tadıdır, iğrenç mi iğrençtir, bunu fark edememek ne kötü bir şeydir.
Gıybet bir kalleşliktir, gıyabında başkalarını kesip doğramak, şeref ve itibarlarını yok etmeye çalışmak ve onların arasından asla hak etmediği bir şekilde yükselmeye çalışmaktır.