Kötülük, insanlık tarihinin en acı ve çok ciddi bir sorunudur. Bireyin tek başına kötülüğü olduğu gibi, topluluklar ve devletler, terör örgütleri ve kurumlar eliyle de kötülük olabiliyor. Buna örgütlenmiş kötülük deniyor.
Örgütlü kötülüğe bir örnek, Haçlı seferleri. Bugünün Haçlıları yeni bir çehre ve şekle girerek dünyayı işgale devam ediyorlar. Yeni bir yüzle müslümanların karşısına çıktılar. Saldırıyorlar.
Yeni bir çehreden kastımız, Haçlıların insan hakları, demokrasi, medeniyet ve modernlik kavramlarının arkasına sığınarak korkunç katliam yapmalarını kastediyorum. Irak, Libya, Suriye bu yüzle işgal edilip parçalandı.
Bugünkü Haçlılara, melek kılığına girmiş iblisler de denilebilir. Amerika ve İngiltere büyük şeytan, hatta şeytandan daha fazlası. İsrail, onların gayrimeşru çocuğu. Bu velet her on dakikada bir Filistin’de bir çocuk katletiyor. Bir millet, Batı’nın desteğiyle soykırıma uğruyor. Yaşayanları yaşamaktan daha beter hale getiriliyorlar.
Bu mu Batı medeniyeti dedikleri şey?
Evet bu. Biz, tek dişi kalmış bu canavarın vahşiliğine Çanakkalede şahit olduk! Biz bunları, Afrika ve Asya’daki insanlık dışı katliamlarından tanıyoruz. Afrikayı yakıp yıktılar. Yerel ve kadim kültürleri yok ettiler ya da kendilerine benzettiler. Karşı gelenler acımasızda katledildi. İnsan olan böyle şeyler yapar mı? Yapmaz…
Ya Fransızların Cezayirde yaptıklarına ne dersiniz?
Yaptıklarına sadece bir örnek, hamile kadınların karınları deşilerek bebekleriyle birlikte katledildiler. Tecavüze uğrayan müslüman kadınlarsa, Fransız çocuk doğmasın diye yaşamlarına son vermek zorunda kaldılar.
İngilizlerin yaptıklarını anlatmaya kalkarsak denizler mürekkep olsa bile yetmez. Aralarında insan olma özelliklerini muhafaza edenleri ayrı tutarak söylüyorum ki, bunlar dünyaya insan suretinde gelmiş hayvanlardır. Hatta hayvanlardan daha aşağı mahluklar…
Bu mahluklar inançlarının gereğini yapıyor da ya zulme ses çıkarmayan müslüman kimliği taşıyan mahluklara ne demeli? Bazılarına, Rahmetli Erbakan hocamızın ‘gavur aşıkları’ ifadesi daha uygun düşer. Bazıları ise kulanışlı işbirlikçilerdir.
Evet, hayat iyilerle kötülerin, iyi ile kötülüğün mücadelesi şeklinde geçiyor. Batı, kötülüğün azgın ve vahşi bir temsilcisidir. Müslümanlar ise iyiliğin temsilcileri. Bizim mücadelemiz haktır. Hak ve Batılın mücadelesi kıyamete kadar devam edecektir. Kazanansa müslümanlar olacaktır çünkü Allah’ın vaadi gerçektir.
Eğer ibret alınıp karşı konulsaydı zulüm tekrarlanmazdı. Irak, Libya, Yemen ve Suriye’nin başına kafirin bombaları yağmazdı belki. Yaşanan mezalime seyirci kaldık, adeta film seyreder gibi seyrettik kıyameti! Artık şu iyice belli oldu ki, düşman adım adım kalbimize yaklaşıyor. Allah korusun, Kudüs ve Gazze düşerse bilin ki yaşadığımız topraklarda bize rahat yüzü göstermeyecekler. Asıl hedef Türkiye’dir. Çünkü Haçlılar, hala İstanbul’un fethini unutmuş değiller. Tarihi yenilgilerini, Osmanlı’nın Viyana kapılarına kadar dayanmasını asla unutmuş değiller. ABD ve Batı’nın yekvücut İsrail’e destek vermesinin arka planında bu neden var. Osmanlıya saldırıyormuş gibi vahşice Gazze’ye saldırıyorlar. Yaşananlar bir Haçlı seferidir.
Şu tesbitle bugünkü yazımıza son verelim. Dün kaybettiğimiz topraklar bugün bizim elimizde değil! Selanik, Filistin, Balkanlar’da birçok toprağımızı geri alabildik mi? Hayır…
Davasına sahip çıkmayanların yeri ya kölelik ya da mezarlıktır. Bu tür kimselere mezarda da rahatlık yoktur.
Benden hatırlatması.
https://www.milatgazetesi.com/yazarlar/orgutlenmis-kotulugun-adi-bati-ve-israil-6864/