“TANRI ve ÇOCUK KATİLİ VAHŞİ BİR DİN”
Lise sıralarında iken felsefe öğretmenimiz “ Yahudiler dünyanın en aptal milletidir” deyince, hemen parmak kaldırdım. “ Hocam nasıl olur dünyanın en zengin insanları Yahudiler. Hesabını, kitabını bilmeyen aptal millet nasıl zengin olabilir?” dediğimde, öğretmenim devamla “ Oğlum, bunlar ekmeğini yediği, suyunu içtiği her ülkeye ihanet ettikleri için Babil’den bu yana tarihin her devrinde katliamlara ve sürgünlere maruz kalmışlardır. Eğer yaşadıkları topraklara ihanet etmeselerdi, dünyanın en eski ırklarından biri olan Yahudi ırkı, bugün Çin’den daha kalabalık bir millet olurlardı.” dedi.
Hocamızın cevabından yola çıkarak daha düne kadar Yahudileri hiç sevmeyen din mensupları Hristiyanlardı. Çünkü Hristiyanların “ Tanrı” olarak kabul ettikleri Mesih İsa’yı Romalılara ihbar edip, çarmıha gerilmesine sebep olan “ Yahuda” adlı bir Yahudi idi. Ayrıca ortaçağda yaşadıkları Hristiyan ülkelerde “ Aşai Rabbani ( Mayasız ekmek)”ayinlerinde kaçırdıkları Hristiyan çocukları, iğneli fıçıda yuvarlayarak, fıçıdan akan kanı mayasız hamura katarak ekmek yapıp, Aşai Rabbani ayinlerinde yedikleri için Hristiyanlar tarafından toplum dışına itilerek, gettolarda yaşamaya mahküm edilmişlerdir. Hatta bir Yahudi, toplum içine çıkarken bile giysilerinde “ Yahudi “ olduklarını simgeleyen bir işareti bulundurma mecburiyetleri vardı.
Bu tiksindirici geleneği, halen bugün de Siyonist Yahudilerin Habad - Lubaviç hareketine mensup kolu, bu vahşi geleneği gizlice devam ettirdikleri New Yorkta ortaya çıkmıştır. 9 Ocak 2024 tarihinde bir ihbar üzerine New York’ta Yahudi Sinegog’un altında yapılan aramada yasa dışı kazılan tünelde çocuk pusetinden, kanlı yataklara kadar Aşai Rabbani ayinini hatırlatan çeşitli materyaller bulunmuştur.
Sinegog’un altında yasa dışı kazılan bu gizli tünelin kapatılmasına yönelik çalışmaları, engellemek için Haham Yosef Braun, gençleri ve Yahudi cemaatini tahrik ederek polisle aralarında şiddetli çatışmalar anında yaralananlar bile olmuştur.
İşte Hristiyanların “ Tanrı Katili “ olarak itham ettikleri Yahudiler, Aşai Rabbani ayini sırasında ( Hz. İsa’nın çarmıha gerilmeden önceki gece havarilerle yediği son Akşam yemeğinin) yenildiği ayinde takdis edilmiş ekmeği, kaçırdıkları Hristiyan çocukların kanıyla yoğurdukları, Mayasız Hamur ayinlerinde yemeleri nedeniyle Hristiyan Avrupa ülkelerinde Yahudiler kitle halinde önce Fransa ile İngiltere’den sonra ( 1491-98) İspanya, Portekiz’den sürülmüşlerdir. Avrupa’da Çarlık Rusya dışında bütün Avrupa ülkelerinden Yahudiler ya sürülmüş, ya da katliamlara maruz kalmışlardır. Son Almanya’daki Hitler’in yaptığı katliamlar da hepimizce malum
Avrupa ülkelerinde “ Tanrı ve Çocuk Katili “ olarak bilinen Yahudiler, Hristiyan ülkelerindeki yaşadıkları mağduriyetler nedeniyle soluğu İslam ülkelerinde almışlardır. Ne tarihte, ne de günümüzde İslam ülkelerinin hiç birinde en ufak bir aşağılamaya maruz kalmadan yaşamalarına rağmen, fırsat bulduklarında da en büyük ihaneti İslam ülkelerine yapmışlardır ve bugün yaptıkları da hepimizce malumdur.
İkinci Beyazıt’ın gemi göndererek ispanya katliamından kurtardığı Yahudiler, fıtratları gereği en büyük ihaneti Osmanlı imparatorluğuna yapmışlardır. Nitekim Abdülhamit Han’ı tahttan indirmeye gidenler arasında, daha önce Filistin’i satın almak için para teklif eden Selanik doğumlu Emanual Karasu’yu gören Abdülhamit Han gelen heyete: “Bu Yahudi’nin aranızda ne işi var?” diyerek derin üzüntülerini beyan etmiştir.
Bugün emen bebeği, emziren anneyi, saçı başı ağarmış yaşlıları, çocukları, at arabası ile çocuklarına un götüren Gazze’li kardeşimizi ve arabasının atını dahi öldürdüklerini ekranlarda gördük. Ve görmeye de devam ediyoruz. Filistinlilerin hayvanlarına kadar öldüren, ondan öte aldığı esirlere cinsel tacizde bulunan askerleri kutsayan ahlaksız Hahamlarının olduğu bu din, Hz Musa’ya gelen hak din değil, kendi arzu ve isteklerine göre tahrif edilmiş “ VAHŞİ” bir dindir. Dünya üzerinde değil semavi, İlahi olmayan hiçbir batıl dinde bile böyle acımasız, merhametsiz bir inanış yoktur.
Pekala birbirlerini görmeye dahi tahammül edemeyerek gettolarda yaşama zorunluluğunun yanında, Yahudi olduğunu belirten bir işaret olmadan Yahudileri sokağa çıkarmayan Hristiyanlara ne oldu ki 20. Yüzyılda Yahudilerle kanka olup, bugün kuzu sanması haline geldiler?
Hristiyanlarla Yahudileri kuzu sarması haline getiren Evanjeliklerdir. Evanjelizm sözcüğü “Kitab-ı Mukaddes'e dönmek veya yönelmek” anlamına gelir. Kitab-ı Mukaddes'ten kasıt sadece İncil değil, aynı zamanda Eski Ahit denilen Tevrat ve onunla birlikte Zebur'dur. Ama asıl kaynak elbette ki İncil’dir, İncil’i oluşturan kitaplardır. Bunlar; Matta, Markos, Luka Siyonistlerin yoğun çabaları neticesinde "İncil Tefsiri" kisvesi adı altında Hristiyanlığa sokulmuştur. ve Yuhanna'dır.FF
Hristiyanların 20.yy başlarına kadar içinde barındırmadıkları Yahudi severliği ve Yahudi inançları, Bu inanca göre Tanrı’yı kızdırıp kıyamete zorlamaktır. Bunun için de Yahudiler’in arz-i Mevudu alarak dünyada Yahudi krallığını gerçekleştirerek, akabinde kopan kıyamet dolayısıyla Hristiyanların topluca cennete gireceği inancı vardır. İşte bugün Hristiyan dünyasının önde gelen ülkelerinden ABD, İngiltere Fransa ve Almanya’nın katil Nethanyahu’yu desteklemelerin altında yatan inanç budur. Hatta ABD Başkanı Ronald Reagan 1983'te üst düzeyde yaptığı bir söyleşide: "Aşikâr ki, Eski Ahit'teki eski peygamberlerimize ve Armageddon'la ilgili önceden haber verilmiş alametlere geri dönüp baktığımızda, 'Acaba olacakları görecek ve yapacak nesil biz miyiz?' diye merak ediyorum. İnanın bana, bu kehanetler açık bir şekilde yaşamakta olduğumuz bu günleri gösteriyor.” diyerek bugün yaşananların işaret fişeğini 1983 de ateşlemiştir.
Reagan’ın da belirttiği gibi bugün Amerikan Evanjelistler’ine göre bu süreç hızlandırılmalıdır. Diğer Hristiyanlardan ayrıldıkları en bariz unsur Yahudilerin seçilmiş millet ve kendilerine vaat edilen toprakların da onların hakkı olduğuna ve bu toprakları kazanmaları için Hristiyanların onlara mutlaka destek vermeleri gerektiği inancıdır. Bu inanç doğrultusunda gördüğünüz gibi Hristiyan dünyasının önde gelen devletleri ABD, İngiltere, Almanya ve Fransa var gücüyle İsrail’i destekleyerek Tanrıyı kızdırıp, kıyameti yaklaştırma inançları doğrultusunda Oğul Bush’un Irak’ta başlattığı haçlı seferlerini devam ettirmektedirler.
Gökten yağan bombalardan aç, susuz, oradan oraya , köşe bucak sığınan, yer altında dişini tırnağına katarak toprağını savunan mücahit kardeşlerimizin Rabb’ım yardımcıları olsun. Siyonistlere borçlu olarak oturdukları koltuklarından bu acıyı utanmadan seyreden Arap kral ve emirleriyle, merhametsiz lanetli ırkı da Rabbim kahreylesin.
ON EMİR’in aslı
On emir, İsrailoğulları’nın Mısır’dan çıkmaları üzerine Tanrı’nın kutsal kitapta onlara gönderdiği ve uyulması gereken 10 kurallık bir yasadır:
Tanrın Yahova benim. Benden başka İlahlar edinmeyeceksin
Kendine gökte, yerde, veya yer altında putlar edinmeyeceksin
Tanrın Yahova’nın ismini boş yere anmayacaksın
Haftanın altı günü üretecek ve .dünyevi çalışmalarını gerçekleştireceksin.
ıAnnene – babana hürmet edeceksin
Öldürmeyeceksin
Zina etmeyeceksin
Çalmayacaksın
Komşularına karşı yalan yere şahitlik yapmayacaksın
Komşularının ve yakınlarının mülklerine, ırzına tamah etmeyeceksin.
Hz. Adem’den Peygamberimize kadar gelen din aynı dindir. On emirin büyük bir kısmı Kur’an- Kerim’de İsra suresinde yer alır. Ama Tevratta yer alan bu ilahi vahiyleri bugün Yahudiler olduğu gibi kendi arzularına göre yorumlamaktadır. Bizde Kur’an’ın ilk suresi Fatiha’ın ilk ayeti: “ Alemlerin Rabbı’na hamdolsun” diye başlarken Yahudiler “ Yehova’yı” sadece kendi Rab’ları olarak kabul ederler. Diğer maddeleri de sadece kendi ırkları için geçerlidir. Kendilerinin dışında başkalarının malı , ırzı, evi, hayvanı her şeyi kendilerine helaldir. Nitekim bugün Filistin’de görüldüğü gibi elindeki silahla Filistin’liyi evden çıkarıp içine yerleşebiliyor. Tarlasından topladığı zeytini elinden alıyor, hapisteki tutsaklara cinsel tecavüzde bulunabiliyor, bu ahlaksızlığı yapanları, haham denen ahlaksız da kutsayabiliyor. Velhasıl kendilerini seçilmiş kavim olarak kabul ettikleri için kendilerinin dışındaki insanlara pisliğin her türlüsünü yapabiliyorlar.
Vücuttaki habis tümürü almadan o vücudun kurtulması mümkün olmadığı gibi, bu habis milleti de dünyadan kaldırmadıkça dünyanın huzur bulması mümkün değildir.
Artık ABD ve Batının kudurttuğu Yahudiler vasıtasıyla “ DEMOKRASİ” kelimesi anlam değiştirerek “ HAÇLI CANAVARLIĞI”na dönüşmüştür. Demokrasi adına ABD elçisi, ABD uçaklarıyla, elindeki siyah çanta ile dünyada hangi ülkeye inmişse, orada oluk gibi kan, yağmur gibi göz yaşı akmaktadır.
Rabbım dünya ülkelerini, ABD ve BATI’nın Demokrasi canavarlığından korusun. AMİN…
Hak şerleri hayreyler/ Zannetme ki gayreyler
Mevla görelim neyler/ Neylerse güzel eyler.
www.kadirkeskin.net
Not:Bugün oturduğu koltuğun idraki içinde Menemen’de öğrencilerin başarıları yanında, onların iyi bir insan, iyi bir yurttaş olmaları açısından eğitimlerine de özel bir gayret içinde bulduğum Menemen İlçe Milli Eğitim Müdürü sayın Muharrem Bayındır beyefendinin olur ve onayları, Menemen İlçe Milli Eğitimi Özel Büro yetkilisi Sayın Zeki Ersoy bey kardeşimin organizesi ve Menemen İlçe Milli Eğitimi Şube Müdürü Sayın Nalan Kumray Cin hanımefendinin katılımı ile Menemen Erdinç Ahmet Cengiz Anadolu Kız Meslek Lisesi öğretmen ve öğrencilerle berberdim. Beni büyük bir dikkatle dinleyen okulun öğrencilerine, seminerimi organize eden Sayın Zeki Ersoy beyefendi kardeşime, seminerime olur ve onay veren İlçe Milli Eğitim Müdürü Sayın Muharrem Bayındır beyefendi’ye çok teşekkür ederim. www.kadirkeskin.net