Bir ses yankılandı tüm dünyada:
“Ey devrimciler Kudüs’te, Halil’de Bisan’da, Ağvar’da, Beyt-ül Lahim’de Ey özgürlük savaşçıları neredeyseniz İleri. Daha ileri.
Barış bir tiyatro oyunu
Adalet bir gösteri yalnızca
Tek yol var Filistin’e gider
O da tüfeklerin namlusundan geçer”
Bir ses yankılandı dünyanın dört bir yanında:
“Free free Palestine”
Ve bir ses daha:
“From the river to the sea Palestine will be free”
Dünyanın tek özgür kara parçası özgürleştirdi tüm dünyayı
Gözü olana ışıdı gün.
Yol açıldı yürümek isteyene.
Bir soykırıma bir isyan yükseldi dünyanın dört bir yanında: “Nehirden denize özgür Filistin.” “Özgür özgür Filistin.”
Bir çocuk seslendi:
“Öldürme insan kardeşlerimi.”
Bir genç kız aldı sözü:
“Öldürme kız kardeşlerimi.”
Bir delikanlının avazı yırttı sessizliği: “Öldürme insanlığı.”
Gazze özgürleştirecek hepimizi. Filistin’in anahtarını geri verecek dünya. Kabbani’nin sızısını giderecek. Çünkü Gazze özgür olacak ve özgürleşecek bütün dünya.
Gazze özgürleştirecek hepimizi. Hanzala yüzünü dünyaya dönecek belki bu sefer. Son Ali’nin tanka çaktığı taşlar müzelerde sergilenecek. Çünkü Gazze özgür olacak ve özgürleşecek bütün dünya.
Gazze özgürleştirecek hepimizi. Rachel’in elindeki megafonla söyleyeceğiz şarkılarımızı. Ebu Ubeyde indirecek yüzündeki örtüyü.
Reem’in dedesi “bir torun verdim ama aldım bütün dünyayı” diyecek. Çünkü Gazze özgür olacak ve özgürleşecek bütün dünya.
Gazze özgürleştirecek hepimizi. Zeytine ve incire and olsun. Nallarından kıvılcım çıkaran atlara and olsun. İnsan olmamıza
ve insan kalmamıza and olsun. Portakalın kokusuna, hurmanın dalına ve denizin tuzuna yemin olsun ki Gazze özgür olacak ve
özgürleşecek bütün dünya.
Varın böyle söyleyin soykırımcıya, destekçiye, alçağa. Gazze özgür olunca hepimiz özgür olacağız.
Ölüyoruz evet, ama hepimiz sizden çok daha uzun yaşayacağız. Sabah gibi geri döneceğiz.