Hidâyet rehberi Kitabımız diyor ki:
“İsterler ki Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürüversinler; ama inkârcılar hoşlanmasalar da Allah nurunu muhakkak tamamlamayı istiyor./ Bütün dinlerin üzerindeki yerini alsın diye resulünü, doğru yol rehberi ve hak din ile gönderen O’dur; müşrikler hoşlanmasalar da!”
(Tevbe 9/32-33).
Olup bitenlere bakarak bazen bunalıyoruz, “Ya Rabbi, bize, tahammülümüzü aşacak yükü yükleme” diye niyazda bulunuyoruz ama doğru olanı, bir zaman ve bir mekânda olup bitene takılarak bunalmak yerine daha geniş, daha derinden bakmaktır.
Bize sıkıntı veren “olupbiten” nedir?
Genç neslin hal ve gidişi.
İslâm dünyasının (ümmetin) zillet ve perişanlığı. İman, amel, şuur, davet, cihad… bakımından zayıflama seyrinin devamı…
Ama dönüp bakalım, Rabbimiz ne diyor,
“Söndüremeyecekler, İslâm bütün dinlerin üstüne çıkacak veya üstünlüğü ortaya çıkacak” diyor.
Biz buna iman ediyoruz.
Peki, bu iman bir rüya mı, hayal mi, kuruntu mu?
Aşağıda, kısa bir araştırma sonucu elde ettiğim, dünyada İslâm’ın hâli ve geleceği ile ilgili rakamları sizinle paylaşacağım, Kur’ân’ın bir mucizesi daha ortaya çıkacak:
“Batı’da İslamofobi’nin yükselişi, G. W. Bush’un, Müslümanları kasti olarak hedef tahtasına oturttuğu 9/11 olaylarına dayandırılsa da… Batı’da Müslümanlara ve İslâm’a karşı yapılan saldırılar her geçen gün artmaktadır. ABD (eski) Başkanı Donald Trump’ın ırkçı söylemleri, Fransa, Hollanda, Almanya gibi Avrupa ülkelerinde yükselen aşırı sağ hareketler Müslümanlara yönelik tehdit algısını sürekli beslemektedir… Buradan yola çıkarak Müslümanlara yönelik Avrupa’da ve Amerika’da gelişen şiddet hareketlerinin kahir ekserisinin Batılı yönetici elitler tarafından hararetlendirildiğini söylemek yanlış olmaz…
Yapılan çalışmalar, Batı’da Müslüman nüfusta artış yaşandığını göstermektedir. Bu yükselişin sebeplerinden biri, Avrupa ve Amerika’da yaşayan Müslüman topluluğun, Batı’da İslâm’ın ne olduğu konusunda merak uyandırmasıdır. Bu ilgi, birçok kişinin İslâm’ı araştırmasına, akabinde de birçoğunun Müslüman olmasına zemin hazırlamaktadır. 1950’li yılların başında 400 bin civarı Müslümanın yaşadığı Avrupa’daki Müslüman sayısı, 2010 senesinde 20 milyona yükselmiş, bu rakam 2016 yılında 25 milyona ulaşmıştır. Tahminler, 2050 senesinde Batı’daki Müslüman nüfusun 75,6 milyona kadar çıkacağına işaret etmektedir.
Bahse konu sayısal verilerdeki yükselme iki şekilde oluşmaktadır. Bunlardan ilki; Avrupa’ya sonradan yerleşen Müslüman göçmenler ve onların çocukları aracılığı ile, ikincisiyse; bizzat Müslüman olan Avrupalılar sayesinde. Örneğin, Amerika kıtasında her yıl 150 bini mescitlerde, 20 bini hapishanelerde olmak üzere 200 bine yakın insan İslâm’ı seçiyor…
İslâm’ın marjinalleştirildiği ve onlara yönelik nefret eylemlerinin had safhaya ulaştırıldığı ülkelerdeki Müslüman sayısındaki bu artışın, toplumsal bağlamda, aşağıdan yukarıya doğru bir meydan okuma olduğunu görmek önemlidir. Batı’da gerçekleşen ihtida hareketleri, İslâm’ın ölü bir din olduğunu iddia eden Avrupalı entelijansiyayı da haksız çıkarmıştır. Diğer yandan, bahsi geçen tepkisel tutumun da bir sonucu olan ve yukarıda değinilen sayısal veriler, gelecekte bir yerde, bugün sayıları fazla olmadığı halde sesleri yüksek çıkan İslamofobik kişilerden ziyade, Müslümanların ve Müslümanları sevmekte olan “İslamoHOBİK” kişilerin daha fazla olacağı sinyalini vermektedir.” (İNSAMER-Emin Emin)
İlgimi çeken bir başka (ciddi) araştırma var. Buna göre 2100 yılında dünyada dinlerin durumu hakkında şu bilgi var:
Yahudilik 19,6 milyon
Deist 224,2 milyon
Ateist 109 milyon
Hristiyanlık 3,1 milyar
Hinduizm 3,78 milyar
İslam 3,91 milyar.
Sonuç:
1. Allah’ın nuru İslâm’ı söndüremezler.
2. İslâm (Doğu ve Batı’da Müslüman sayısı) en üstün, İslâm, diğer dinlerin üstünde.
Allah’ın dediği elbette ve daima doğrudur.