Bugünkü siyasi düzen içinde üst veya orta düzey siyasi görev almayı hiç düşünmedim, yapılan teklifleri de kabul etmedim.
Dava nedir ve davaya nasıl yardımcı olunur?
Benim, rahmet-i Rahman’a kavuşmuş veya halen hayatta bulunan dava arkadaşlarımla en azından altmışlı yıllardan beri kendimizi adadığımız davamız şudur:
Siyasi kadrolar, iktidarlar ve muhalefet bizim davamıza nasıl yardımcı olabilirler?
Erbakan, Erdoğan ve biraz da Özal iktidarlarında yapılanları yaparak!
Siyasi muhalefet de davamıza hizmet sayılan karar ve eylemleri destekleyerek yardımcı olabilirler!
Biz altmış yıldır bu davanın peşindeyiz, çok şükür sapmadık, taviz vermedik. Zekâ özürlü, bizi okumayan, okuduğunu anlamayan veya kasten saptıran, işine geldiği gibi anlayan, anlatan ve yayan kimseleri Allah’a havale ediyoruz ve asırlar boyunca böyle sineklerin (yine de dört ayaklılardan örnek vermedim) var olageldiğini biliyoruz, yılmıyoruz.
Şimdi bir seçim arifesindeyiz.
Bugünlerde milletvekillikleri için adaylık yarışı var.
“Vazifeyi isteyene değil, uygun ve layık gördüklerimize verme” düsturu var, âmenna, lakin bunu küçük topluluklarda uygulamak kolay, milyonluk ülkelerde uygulamak oldukça zordur.
Çare, durumu müsait olan güzel İslâm insanlarının da zaruri olarak vazifeye talip olmalarıdır.
Davamıza sadık insanların da böyle kimselerin seçilmeleri için -yukarıda nasıl olacağını yazdığım ölçüler içinde- gayret göstermeleridir.
Ortalık toz duman; bir yanda kaleye sızmak için her oyuna başvuran, her aracı meşru gören, hainler ve düşman unsurlar var, öte yanda iyi insanları karalama, iftira, olumsuz algı oluşturma faaliyetleri var.
Bu dumanlı havada kurdu kuzudan ayırmanın yolu; her seçim bölgesinde bilgisi, ahlâkı, tecrübesi ile temayüz etmiş, şahsı ve yakınları için menfaat peşinde olmayan kimselerle istişare etmektir.