FÜTÜVVET VAKFI 2021 YILI BURS ÇALIŞTAYI

FÜTÜVVET VAKFI 2021 YILI BURS ÇALIŞTAYI

FÜTÜVVET VAKFI 2021 YILI BURS ÇALIŞTAYI


FÜTÜVVET VAKFI’NDAN BİR İLK…

“ FÜTÜVVET VAKFI LİSANS EĞİTİM BURSLARI”  ÇALIŞTAYI…

Vakfımız, bir süredir uygulamakta olduğu “Yeter ki, Üret!” başlıklı, yarışmalı burs yönergemizi geliştirmek ve dost&kardeş kuruluşların görüşlerini alarak paylaşmak amacıyla bir çalıştay etkinliği düzenledi.

3 Eylül 2021 tarihinde, Ensar Vakfı büyük konferans salonunda düzenlenen “Çalıştay”a çok sayıda STK davet edilmiş olup, toplantı geniş katılımlı, istişarî mahiyette, ancak pandemi şartları nedeniyle seyircisiz olarak gerçekleşti.

Çalıştay, daha önce duyurulan saatte başladı. Fütüvvet Vakfı Genel Sekreteri Cemaleddin ARSLAN’ın yönettiği oturum, vakıf öğrenci evi mensuplarından Suriyeli Hamza DERŞEVî’nin Kur’an-ı Kerim okumasıyla açıldı.

Açış konuşmasında bu toplantının tertiplenme gerekçesi: “Dost ve kardeş kuruluş temsilcilerinin, vakfımızca bir süredir uygulanan Lisans Eğitim Bursu Yönetmeliğinin iyileştirilmesi  ve arzu etmeleri halinde kendi kuruluşlarının şartlarına uyarlanmasının sağlanması” şeklinde ifade edildikten sonra vakıf adına konuşmak üzere Emir EŞ kürsüye davet edildi. Konuşmasında özetle: “Hayatımızdaki bütün davranışları, teknik olarak:

-             Hayatı anlamlı kılan hedefler…

-             Hedeflere ulaştıracak araçlar & ihtiyaçlar…

-             Karşılaşılan muhtemel sorunlar- riskler… Ve:

-             Yola devamımızı sağlayacak ÖNCELİKLİ çözümler…

olarak belirlemek mümkündür.

Sorunlar, gerçekleştirmek zorunda olduğumuz hedeflere ulaşmamızı engelleyen, zorlaştıran, geciktiren ya da o hedefin mahiyetini bozan etkilerdir. 

Bu sebeble sorunların giderilmesi, hayatın temel süreçlerinin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Sorunlar, bu toplantıya katılan/katılmayan tüm kuruluşlarımız zaviyesinden baktığımızda varlık sebebimiz olarak karşımıza çıkan bir gerçekliktir.

Kuruluşlarımız, bu özgün sorunları görmezden gelme lüksüne sahip değildir.

Toplumlar boş hayaller peşinde koşan bilgiçlerin hastalıklı fikirleriyle sahil-i selâmete çıkamaz.

Toprağı eşeleyen adama peygamberin selam vermesi gibi biz de kalemiyle bir şeyler karalayan gence yardımcı olabilmeliyiz!” ifadeleriyle,  hoş geldiniz diyen hatipten sonra katılımcılar, kendilerini ve kuruluşlarını tanıtıcı kısa konuşmalarda bulundular. Ve konu üzerinde görüşlerin sunulmasına geçildi.

Yönetici, gündemi okuyup tartışılacak maddeler hakkında açıklamalarda bulundu. Vakfımızın değerlendirmeye sunduğu projeyi ortaya çıkartan sorunlar ile bu sorunların aşılmasında gelinen noktayı tartışacağımızı belirterek, sözü görüşlerini sunmak isteyen katılımcılara bıraktı.

İlk sözü, MEHİR VAKFI Mütevelli Hey’eti Üyesi ve vakıf gençlik sorumlusu Ahmet BUĞA aldı. Konuşmasında, “Türkiye’de İslami STK’ların mali yapısı ve insan kaynakları alt yapısı dikkate alındığında ve sistemsizliğin asli bir sorun teşkil ettiği gerçeğinden hareketle, bu kuruluşların yeniden yapılanmaya ihtiyaçlarının bulunduğu ortaya çıkacaktır. Belli alanlarda insan yetişmesine ihtiyaç vardır. Bu insanların yetenekleri ve kabiliyetleri itibariyle keşfedilmesi gerekir. Burslar, bu amacı gerçekleştirmek maksadıyla verilir. Ve bu yöntem, Rasulullah (as) devrinden beri farklı isimlerle de olsa süren bir uygulamadır. Ancak bunun, içinde bulunduğumuz toplumun istihdam ihtiyaçlarıyla ilgili bir çerçeveye oturtulması gerekir. Burslar, eğitim-istihdam ihtiyaçlarının eşleştirilmesi amaçlı olmalıdır.

Karşılıksız burs verilmesi konusunda sorunlar, bireysel değildir. Bilhassa lisans öğrencilerinin, aldıkları bursları amaca uygun şekilde harcamadıkları, kurumsal tecrübeler itibariyle herkesin malumudur. Kafelerde ve nargile salonlarında heba edilen bursların kötüye kullanılmasını önleyecek bir model oluşturulmasına duyulan ihtiyaç ortadadır.

Vakfınız yönergesinde belirtilen hedefler, bursiyerleri üretime teşvik etme değeri taşıması itibariyle gayet mantıklı. Ancak yöntemler konusunda farklı önerilerimiz olacak. Burslar, zekat fıkhı çerçevesinde daha iyi insanlar yetiştirmek için verilmeli.” dedi.

Oturum yöneticisi ise, bu toplantının bu yöntemleri konuşmak için düzenlendiğini belirterek, önerileri değerlendireceklerini ve STK’ların yeniden yapılanmasının ve bursiyerleri üretime teşvik etmenin önemini belirtti. 

AZİZ MAHMUD HÜDAİ VAKFI Yönetim Kurulu Üyesi Hacı Ali TANIRLI söz alarak, bizim doğru şekilde doldurmadığımız yerleri ve gönülleri, başkalarının yanlış şekilde doldurabildiğini belirtti. Karşılıksız bursların genellikle problemleri de beraberinde getirdiğini, kendilerinin de bu tür burslar konusunda zorlandıklarını; bu nedenle, vakıf olarak çeşitli alan ve branşlardaki lisans/yüksek lisans öğrencilerine katıldıkları bazı programlar kapsamında burs verdiklerini ifade etti. 

TÜR-GEV (Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı) adına söz alan Öğrenci İşleri Birim Müdürü Semanur BATÇI, karşılıksız burs uygulamasını benimsemediklerini, ikili ilişkilerle ve tavsıye mektuplarıyla yapılan burs taleplerinin verimlilikten uzak kaldığını; İhtiyaç Bursları’na taraf olduklarını bunun da şartlar taşıması ve bağlayıcılığının olması gerektiğini belirtti. TÜRGEV olarak, genel destek bursları “İhtiyacım var” diyecek herkesin başvurabileceği bir burs türüdür. Özel destek burslarında ise özel durumları dikkate alınarak burs bağlanan, Sevgi Evleri, Yetiştirme Yurtları gibi yerlerde kalan ya da şehit-gazi çocukları ile “Hafızlık” programına katılan gençler bursu türünden 12 dalda burs verdiklerini ve bunların da uyulması gereken şartlarının bulunduğunu; bu tür öğrencileri mülakatla seçtiklerini söyleyen BATÇI, eğitimci ve araştırmacı lisans ve Yüksek lisans öğrencilerine verdikleri pusula bursları ya da yurt dışı burslarının da karşılıksız olmadığını kendilerinden gençliğe ve topluma dair neler yapabilecekleri üzerinde konuştuklarını ve yayımlayacakları bir dergiye, çalışmalarıyla katkıda bulunmalarının istediklerini, “Akademi Programı” kapsamında verdikleri burslar hakkında bilgilendirme yaptı.

Ortak amaçlı STK’ların, verdikleri burslar konusunda oluşturacakları ortak bir platformda birbirlerini bilgilendirmeleri gerektiğini de vurguladı. Kurumlar burs verirken çerçeveyi iyi belirlemeli, burs verme/alma faaliyetlerinin istikrarlı şekilde sürdürülmesi burs takvimine mutlaka uyulması ve şeffaflığı bozmamaları gerektiğinin de altını çizdiler. Hayata geçirmeyecekseniz bile gençlerin, ortamın havasını solumasını sağlayacak projeler oluşturmak durumundasınız, ifadeleriyle sözlerini tamamladı.

Bu konuşmayı sıcağı sıcağına katılımcılara özetleyen Oturum yöneticisi Cemaleddin ARSLAN, somut öneri ve örneklerle dolu bu güzel değerlendirmeler ve konuşmacının Vakfımız yönergesindeki “Yeter ki, Üret!” başlığını görünce heyecanlanmasını teşekkürle karşıladı. Ve bursların manevi yükümlülüğünün olması gerektiğini ve bursiyerlerden gönüllü faaliyetlerde bulunmalarının isteneceğinin vurgulanması çok önemliydi.

Söz isteyen Vakfımız İstişare Kurulu Girişim Grubu üyesi Ali Haydar BEŞER ise konuşmasında vakfımızın burs projesini gençleri çalışmaya, düşünmeye, eksikleri fark edip tamamlamaya teşvik etmesi açısında gayet güzel bir fikir ve teşebbüs olarak niteledikten ve bu projenin çalıştayın amacı istikametinde iyileştirilmesi (sayısal mesleklerin dışlanmaması gibi) türden önerilerini saydıktan sonra, bu hayırlı teşebbüsün özgün bir model üretebilmesini ve diğer kuruluşlara da örneklik oluşturmasını dilediğini söyledi.

A.H. BEŞER ilaveten, öğrenciyle telefon vs. ile de olsa iletişime geçmenin, aidiyet geliştirme bakımından önemli olduğunu; güzel sanatlar ve sayısal bölümlerin de yarışmaya dahil edilmesi yollarının araştırılması gerektiğini; bursların aylık yarışmalar şeklinde verilmesinin, değerlendirmeyi zorlaştıracağı yönünde kaygılarının bulunduğunu ve bunun sürdürülebilirlik açısından sıkıntı oluşturabileceğini belirtti. Bu paylaştıklarını ayrıca yazılı bir rapor halinde sundu.

MARUF VAKFI adına söz alan İslam Ekonomisi Enstitüsü Sekreteri Yakup YAKAR söz hakkı talep etti. Vakfımızın burs yönergesinden hareketle, kendisinin temsil ettiği kuruluşun yaklaşımlarını nakletti. Lisans seviyesi için burs çalışmalarının bulunmadığını, 30 kişiyle yola çıktıklarını; ancak şimdi, yüksek lisans ve doktora düzeyinde az sayıda akademisyenle yola devam ettiklerini söyledi.

Toplantıya, ÖNDER (İmam-Hatipliler Derneği) adına gençlik birimi sorumlusu Celil TOPRAK konuşmacı olarak katıldı. Burs verdikleri öğrencilerin, daha alt sınıflardan kardeşleriyle birebir ilgilenmelerini sağladıklarını ve ona göre burs verdiklerini söyledi. Karşılıksız burs durumunun kaldırılmasının gerekliliğini ifade etti. Burs verdikleri kimselerde aidiyet duygusunun oluşmasını hedeflediklerini söyledi. Bu duygu oluşmuyorsa burs vermek anlamsızlaşır, dedi.

Çalıştayımız için salon tahsis etmek suretiyle toplantıya ev sahipliği yapan ENSAR VAKFI adına, öğrenci işleri sorumlusu Esra BABACAN: “Vakfımızın burs çalışmaları “Din ve Değerler Eğitimi” üzerinden yürütülüyor. Çok sayıda ilahiyat öğrencisine burs veren bir kurumuz. 2011 yılından bu yana ise ilaveten, değişik branşlara da burs vermeye başladık. Başarı kriterleri belirledik, ancak bunlar, yeterli ilginin ve verimin oluşmasını sağlamadı. Daha sonra katılımı, ‘tavsıye’ seviyesine çektik. Küçük/dar kapsamlı katılımlar ile yürüdük ve netice yine de olumsuz oldu. Öğrencilerin başka kişi ve kurumlardan burs alıp almadıklarını, ailevi durumlarını sorguladığımız formlar da yeterli olmadı. Şimdi yine, lisans öğrencilerine burs veriyoruz ve fakat herhangi bir kriter aramıyoruz. Ancak burs kaynaklarının çok istismara uğradığı konusunda elimizde ilginç örnekler var.” dedi.

Yine aynı kurumda Uzman olarak uzun süredir çalışan M. Fatih ADAK’ta: Kendisinin de içinde bulunduğu geçmişteki bir uygulamaya işaret ederek “Daha önceki yıllarda eğitim faaliyetlerine katılmam istenmişti. Ama, bu tutmadı. Çünki katılımcıların bedenen burada, ruhen başka yerde olduğu bir programdan beklenen verim alınamazdı. Aidiyet oluşturmak gerekir. Bursun verilme usulü olarak da ücretlerin, hesap numaralarına gönderilmesinin daha önemli olduğunu düşünüyorum.” dedi.

İLİM-KÜLTÜR EĞİTİM VAKFI (İlke) adına genel sekreter Abdullah SERENLİ söz aldı. Mülakat ve değerlendirme ile burs verilmesi gerektiğini ifade etti. Kurumlarımızdan burs talep edenlerin bir yetiştirme ve geliştirme programına tabi tutulması gerektiği fikrinde olduklarını belirti. Burs alanların, mezun olduklarında bu programlarda görev almalarını hedeflediklerini düşünüyoruz. STK’ların en önemli sorunu, yetişmiş insan bulma konusudur, dedi.

İLİM YAYMA CEMİYETİ yüksek öğrenim koordinatörü Mehmet Selim ÖZDEMİR, Orta öğretim ve Lisans öğrencilerine; İLİM YAYMA VAKFI ise yüksek lisans öğrencilerine; doktora ve master öğrencilerine burs verdiğini ve vakıf, bu algoritma üzerinden burs verdiği için karşılıksız burs olayını ortadan kaldırdığını anlattı. Bursların, bursiyerin bir çok kriterden ve scaladan geçtikten sonra verildiğini; Türgev örneğinde de olduğu gibi a) İhtiyaç bursu   b) Eğitim projeleri bursu ve    c) İmam-Hatip bursu    d) Yurt bursu gibi çeşitlendiriyoruz. Burs verirken kademe uyguladıklarını, devamsızlık vs. nedenlerle kademe atlayanların bursunun kesildiğini; ancak kazananların burslarının elden değil, hesaba yatırılmak şeklinde verilmesinin uygun olduğunu anlattı. Fütüvvet Vakfı’nın ortaya koyduğu burs yönergesini çok güzel, kıymetli ve önemli bulduklarını; ancak mevcut durumun, hayır sahiplerinin verdiği zekat paralarının taksiminde karşılaşılacak fıkhi sorunları aşmada yeterli olmadığını, bunun çıkar ilişkisine dönüşmeden, hasbi olması gerektiğini anlattı.

Yine, vakfımız İstişare Kurulu HEDEF grubu üyesi eğitimci M.Zeki ŞENTÜRK te, “Bir çalışma sunarak başvuruda bulunan herkese burs vermek yerine, yarışma için paylaştığı eserini değerlendirerek burs takdir edilmesinin ve de burs miktarlarının günümüz koşulları ve çalışmanın başarısı oranında bu sene, geçen seneye göre bir miktar artırılması gerektiğinin önemi”ni vurguladı.

Daha sonra AKSA EĞİTİM VE DAYANIŞMA VAKFI (Ak-Dav)’dan İcra Kurulu üyesi Şahımerdan TUNÇ söz istedi. Burs konusunda, Vakfın, bursiyerin hayatında bir boşluğu doldurmasını hedeflediklerini ifade etti. Burs verdiklerimizin bizimle, ders gruplarında, kamplarda veya bir seminer vs. de beraber olduğu noktasından hareket edersek, bursların hak sahiplerine elden verilmesinin daha sonuç getirici olduğunu, bunun irşad ve tebliğ açısından da faydalı olacağını düşünüyoruz, ifadelerini kullandı.

Vakıf İstişare kurulu üyesi Mustafa ARSLAN, girişimciliği teşvik edici konular üzerinden, proje bazlı burs verilmesi; burslara muhatap olacak kişiler belirlenirken, mesleki eğitim veren fakülte öğrencilerine öncelik verilmesi ve vakıflarımızın, burs alacaklar ile burs verecekler arasında sağlıklı ilişki kurmada köprü olması gerektiğine işaret etti.

Vakıf kültür açısından burs alanların, gelecekte burs veren kişilere dönüşmesinin hedeflenmesi icab ettiğini, bunun bir kültüre dönüşmesi gerektiğini, burs verirken kişiyi sorgulayıp eğitmemiz icab ettiğini, süre giden ilişkilerin amacın sağlıklılığı açısından önemli olduğunu vurguladı. Ayrıca verilen bursların ince yapılanmaya gidilerek, branşlara göre ve suistimallerin önlenmesi için havuz oluşturulmasını önerdi. Aidiyet hissi oluşturmak ancak böyle mümkün olabileceğini; aidiyetin, kişi burs aldığı yerden mutlu çıkıyorsa kendiliğinden oluşabileceğini belirtti.

Tekrar söz alan Abdullah SERENLİ, bursiyer öğrencilerle sıcak temas ve yakın ilişki sağlanması; Ensar Vakfı temsilcisi, kendilerinden burs alanların bilgilerini 3. şahıs ve kurumlarla paylaşmadıklarını; Mehir vakfından Ahmet BUĞA ise, proje kapsamında burs verilmesi, sosyal girişim modeli üzerinden burs verilmesi gerektiğini ifade etti.

SİYER VAKFI adına konuşan eğitim birimi sorumlusu Nuri SARDOĞLU iyilik yapıp, burs verip unutmak ve burs verileni sorgular gibi davranmamak gerektiğini; ancak bir realite olan suistimalleri önlemek için vicdanî refleksler geliştirilmesi gerektiğini; burs veren hayır sahiplerinin konuyla ilgili bilgilendirilmesinin önemini vurguladı. Kurumlar arasında kullanılmak üzere ortak bir otomasyon oluşturulmasının önemli olduğunu söyledi.

Cemaleddin ARSLAN, Fütüvvet vakfımızın burs yönergesinde de önemle temas edilen ‘vicdani yükümlülük’ vurgusu ile sözlerini bitirdi.

ÖZGÜR DÜŞÜNCE VE EĞİTİM HAKLARI DERNEĞİ (Özgür-der & Haksöz Dergisi) adına söz alan yönetim Kurulu Üyesi ve eğitimci M. Ali KAÇMAZ ise, bu tür projelerin, dost ve kardeş kuruluşların tanışıp yakınlaşmasına katkı sağlayacağını ifade etti.

Vakfımız Mütevelli Hey’eti üyesi Ramazan ÖCALDI ise, bir çok kurumda görüp duyduğumuz, ‘adam kayırma’ anlamına gelecek ‘talimatlı’ tavırlarla burs temini yollarına gidilmesinin içimizi acıttığını; vakfımızın bu projeyle, bu hassasıyeti bu tür olumsuzlukların olabildiğince önüne geçilebileceğini belirtti.

Son söz olarak genel değerlendirme yapmak üzere Vakfımız yönetim kurulu başkanı Emir EŞ mikrofonu aldı. Özetle: Kuruluşları adına katılan arkadaşlarımızın sundukları görüşler bizim için oldukça kıymetlidir. Ufuk açıcı, projemizi geliştirici bu görüşler, adeta bir “Yol haritası” mahiyetindedir. Biz projemizi özü itibariyle tartışmaya açmadık. Sadece geliştirici fikir ve katkılarınızı talep etmek amacıyla düzenlediğimiz bu çalıştay, gençleri üretmeye teşvik edici yönüyle sembolik bir  ilk olma özelliği taşıyor.

Bu yarışmaya katılanlar, kendi coğrafyalarından seçtikleri edebi eserler bir süre sonra oluşacak havuzu, katkı sahiplerinin isimlerini de vererek yayımlamayı planlıyoruz. Sahadaki kıdemli, büyük dost ve kardeş katılımcı kuruluşlara ve katılamadığı halde mazeret beyan eden dostlara teşekkür ediyoruz. Bu çalıştayda serdedilen görüşler değerlendirilerek, yarışmalı burs yönergemize yeni şekil verilecek ve siz dostlarımızla ve temsilen katıldığınız kurumlarınızla paylaşılacaktır.” dedi.

Yönetici Cemaleddin ARSLAN başka söz almak isteyen olup-olmadığını sordu. Ve görüşülmesi planlanan maddelerin tamamlanması üzerine, katkıları sebebiyle, başta Ensar Vakfı yönetimi olmak üzere Üsküdar Belediyesi, İnkılab Basım&Yayım, Okçular Vakfı ve ulaşım-İletişim konulu katkılarından dolayı Ramazan ÖCALDI’ya teşekkür edilerek toplantı sona erdi.