FERMAN KARAÇAM - MERHAMETİ KAYBETTİK IRKÇILIĞI BESLİYORUZ - 10 Temmuz 2024 Çarşamba

FERMAN KARAÇAM - MERHAMETİ KAYBETTİK IRKÇILIĞI BESLİYORUZ - 10 Temmuz 2024 Çarşamba

FERMAN KARAÇAM - MERHAMETİ KAYBETTİK IRKÇILIĞI BESLİYORUZ - 10 Temmuz 2024 Çarşamba


Biz böyle değildik.

Bize ne oldu?

Hastaya, düşküne, yolda kalmışa, evsize, yaşlıya, aç ve susuza karşı insaflı, merhametli olurduk.

Hele vatansız olanlara karşı daha çok merhamet elimizi uzatırdık.

Sahi biz kimiz, ben artık bizi tanıyamıyorum..!

İyilik yeryüzünden yok olmasın diye onu ayakta tutan bizdik.

Merhamet ölüp dünyadan silinmesin diye ona can suyunu biz verirdik.

Kötülük yok olsun diye iyilik ve merhameti beslerdik.

Sahi biz kimiz, bize ne oldu böyle?

Koltuğumuzun altına sığınmış olan evsiz, barksız, vatansız kalmışların korunaklarını başına yıkıyor, ekmek teknelerini ateşe veriyoruz.

Araçlarını yakıyoruz, yollara barikat kurup devlete de kafa tutuyoruz.

Bize bu kötülükleri kim aşıladı?

Allah onların belasını versin..!

Bütün dünyaya ötekileştirmenin, ırkçılığın ne kadar aşağılık bir hastalık ve sapkın bir ayrımcılık olduğunu tarihimizde ilk kez biz göstermedik mi?

Atalarımız sosyal ayrımcılığa, ırklar arasındaki bölücülüğe geçmişte karşı çıkarak bunun örneğini devlet kurumlarında en üst düzeyde vermediler mi?

IRKÇILIK TAHTEREVALLİYE BENZER
Cumhuriyeti kuranlar devleti ve kurumlarını tek ırk üzerine inşa ettiler.

İttihat Terakki’den devraldıkları faşist anlayışın adını parti programlarına “Ulusalcılık” olarak kaydettiler.

Bu anlayış, yani Kürtleri yok sayma, aşağılama 60 yıl sonunda PKK gibi kanlı bir ırkçı Kürt yapılanmasını tetikledi.

Tahterevallinin bir tarafına verilen ağırlık, diğer tarafın yükseğe kalkmasına yaradı.

Emperyalistler de bu boşluğu fırsat bildiler.

Bugün geldiğimiz noktayı hepimiz görüyoruz.

Evet, Kayseri’de çok pis ve lanet bir olay yaşandı.

Hiçbir insaf sahibi, aklı başında olan kimse bu rezaleti savunamaz.

Olayın müsebbibi olanlar bunun cezasını en ağır şekilde çekmelidirler.

Fakat bu rezilliği bir Arap yaptı diye, bütün Arapların barınaklarını ateşe vermek, yakıp yıkmak, tüm Araplara karşı eşkıyalık yapmak neyin nesidir ?

Peki, aynı pisliği daha önce Türkler de yapmıştı?

Neden bütün Türklere karşı sokaklara dökülüp vandallık yapmadınız?

Neden Türklerin evlerini ve dükkanlarını ateşe vermediniz, neden, neden, neden?

Yoksa Türkler insan, Araplar insan değil mi?

Almanya’da, Avusturya’da, Hollanda ‘da, Fransa’da.. Milyonlarca Türk yaşıyor.

Oralarda ahlaksız bir Türk aynı şeyi yapınca onlar da bütün Türkleri mi hedef alsınlar?

Böyle yaparlarsa ne diyeceksiniz?

Nitekim sizin bu ultra ırkçılığınız, Suriye ve Irak’ta Türk varlığına karşı büyük bir kin ve öfkeyi tetikledi.

Sadece bayraklarımızı yakmak veya yırtmakla kalınmadı, asıl zararı bizim oradaki mevcut varlığımız ve gelecekteki atacağımız adımlar gördü.

PKK/YPG Kayseri’deki ırkçıların eşkıyalığını videolara yükleyip Arap aşiret ve toplumlar arasında kullanıyor.

Ekonomik olarak yıllardır devlet eliyle ortaya konan gayretleri bir gecede çöpe attınız.

Üniversitelerimize olan rağbeti, turizmi ve yatırımları sekteye uğrattınız.

Allah sizin ve sizi sokağa sürenlerin belasını versin.

Sanki bu ülkede çocuk yaşındaki bir kızı testere ile doğramadılar..!

Sanki bebek yaşındaki birinin ağzına bez tıkayıp tecavüz edenler Türk değildi de uydudan gelmişlerdi..!

Sanki, bu memlekette Türkler çocuk yaştaki Suriyelilere taciz ve tecavüz yapmamışlardı..!

Eğer vicdanım ve sabrım müsaade etse de arşivlere girsem, daha Suriyeliler bu ülkeye ayak basmadan hangi rezilliklerin yaşandığını, mahkeme kayıtlarıyla, savcı iddianameleriyle ortaya koysam; taciz ve tecavüzlerin ırklarla hiçbir ilgisinin olmadığını siz de göreceksiniz..!

Görseniz de hoş anlamazsınız ya..!

Devlet; “Olaylara katılanların çoğu kriminal kişilerdir” demekle ve bu şahıslara üçer beşer ay hapis vermekle bu olayı kapatamaz.

Kayseri’de meydana gelen olaylar ve onların tetiklediği Kuzey Suriye’deki olaylarda baş sorumlular elbette dışarıdaki Emperyal güçlerdir, bunu hepimiz biliyoruz.

İçimizdeki birçok hainin de onlara hizmet ettiğini, Türkiye’yi frenlemek, hatta durdurmak için ırkçılığı kullandıklarının farkındayız.

Profesör apoletli profesyonel bir işbirlikçinin de emperyalizmin Türkiye’deki Baş Dümencisi olduğunu hem halkımız, hem de devlet biliyor.

Fakat neden gereği yapılmıyor, anlamıyorum?

Yoksa, Türkiye’de ırkçılık yeterince zulüm üretmedi mi?

Hepimiz biliyoruz ki; emperyalizmin yağlı çaputu, milliyetçilik zarfına konan ırkçılıktır; cihan savaşını öyle çıkardılar, PKK’yı öyle ürettiler, Osmanlıyı da böyle böldüler; çaputu yağla, çak kibriti, at sokağa ve seyret faciayı.!

Emperyalistler bunu yapıyor.

Peki bizim devletimiz ne yapıyor?

Devlet, haklı olarak, her fırsatta Avrupa’da yükselen İslamafobi ve Faşizme karşı, Avrupalılara parmak sallıyor; peki, Türkiye’de yükselen “Gizli İslamafobi” ve Faşizme karşı ne yapıyor?

Defalarca yazdık, yakıp-yıkanlara çok ciddi cezaların yanında, tespit edilen maddi zarar ziyanı karşılamak için para cezası da verilsin, karşılamayacak olanlara da(Yatar Hesaplama) “Ceza, gün/TL” oranı arttırılsın.

Duyurmak için ne yapalım acaba?

 

https://www.haber7.com/yazarlar/ferman-karacam/3440493-merhameti-kaybettik-irkciligi-besliyoruz