Ümmet değerli bir liderini kaybetti.
Başta evlatları ve yakınları olmak üzere Allah hepimize sabır ve metanet versin.
Hani acıların büyük bir eğitmen, önemli bir mürebbiye olduğu söylenir ya, Haniye işte o tarifsiz acıların içinden çıkıp gelen, o acıların yetiştirdiği emsali ender bulunan bir mü’mindi.
Hayatına bakınca bunu çok daha iyi anlıyoruz:
Neredeyse bir asra yakın kan ağlayan Filistin’deki El Şati adında bir Mülteci Kampı’nda 1962 yılında dünyaya gelmiş.
İlköğrenimini Birleşmiş Milletlere ait bir başka mülteci kampında tamamlamış.
Daha sonra Gazze İslam Üniversitesi’nde Arap Edebiyatı okumuş.
Değerli bir lider ve yiğit bir komutan olan İsmail Haniye’yi belki bütün vasıfları ile yazmak mümkün değil. Fakat onun bildiğimiz çok değerli taraflarını şöyle tanımlayabiliriz:
Örnek Bir Müslüman Haniye
Hakan Fidan Bey’in dediği gibi:
“Onun yüzüne bakan Allah’ı hatırlıyordu.”
Vefatından sonra öğreniyoruz ki, babası bir tasavvuf şeyhiymiş.
Babası ile camiye gider, çocuk yaşlarda babasının yaptığı sohbet halkalarına katılırmış.
Anlaşılan o ki, daha küçük yaşta İslam’ın insan ruhunu terbiye eden, onaran neşvesinden payına düşeni almış.
Güzel yüzünde tebessümleri eksik olmayan güzel bir Müslümandı İsmail Haniyye.
Şehitler Babası Barış Yanlısı Şehit Haniye
Haniye’nin oğulları Muhammed, Hazem ve Amir ile iki torunu Gazze civarındaki El Şati kampı yakınlarında İsrail terör devleti tarafından saldırıya uğrayarak şehit oldular.
Bu saldırı sonrası üç oğlunun ve iki torununun şehadet haberini alan Haniye’nin metanetini koruması herkesi şaşırttı.
Bunun üzerine, “Gazze’de binlerce şehit ve yaralı var, onlar da benim evlatlarım, oğullarımın kanı Gazze’dekilerin kanından daha kıymetli değildir, ayrıca onlar da Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın kurtuluşu için canlarını feda ettiler” dedi. Bu olay sebebiyle barış görüşmelerini yarıda kesmeyeceğini söyledi ve “Taleplerimiz çok net ve belirli ve bunlardan ödün vermeyeceğiz. Düşman, oğullarımı, müzakerelerin yoğunlaştığı noktada şehit etti, bu durumun Hamas'ın tutumunu değiştirmeye zorlayacağını sanıyorsa, delirmiş olmalı" dedi.
Sürgün ve Mülteci Haniyye
Birinci İntifada sırasında tutuklandı ve üç yıl boyunca hapiste kaldı.
İsrail hapishanelerinde bir tek gün bile kalmanın ne anlama geldiğini çok iyi bilen Haniye, bu sebeple barışın bir an önce yapılması ve hapishanelerdeki tutukluların serbest kalması için ömrünün sonuna kadar büyük gayret sarfetti.
Hapisten çıktıktan sonra bazı Hamas liderleriyle birlikte İsrail ve Lübnan arasındaki tarafsız bölgeye sürgün edildi.
Bir süre sürgün hayatı yaşadıktan sonra yeniden Gazze’ye döndü.
2018 yılında Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı Haniye’yi terörist(!) olarak tanımladı.
Bunun ardından Hamas’ın diplomatik karargâhının bulunduğu ve İsrail ile zaman zaman müzakerelerin yürütüldüğü Katar’a gitti ve şehadetine kadar orada sürgün hayatı yaşadı.
Dava Adamı Haniyye
Üniversitede okuduğu yıllarda, Filistin davasında emperyal güçlerin tesirinden uzak duran, Filistin Parlamentosunda çoğunluğu olan ve kısa adını HAMAS olarak bildiğimiz İslami Direniş Hareketi ile tanıştı.
Genç yaştan itibaren Filistin davasına katılan Haniye, 1980’lerin sonunda Hamas’ın önde gelen üyelerinden biri oldu.
1997’de Hamas’ın ruhani lideri Şeyh Ahmed Yasin’in ofisinin başına geldi. Haniye, 2006 yılında Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas tarafından Filistin Başbakanı olarak atandı ancak bir yıl sonra El Fetih ile Hamas arasında Gazze’de yaşanan ve bir hafta süren kanlı savaşın sonunda görevden alındı.
Daha sonra Haniye, 6 Mayıs 2017’de İslami Direniş Hareketi Şura Konseyi tarafından Halid Meşal’in yerine Hamas’ın kendi içindeki en yüksek pozisyon olan Siyasi Büro Başkanı seçildi.
Ve şehadetine kadar bu görevde kalarak Mescid-i Aksa davasını, özgürlüğü ve adaleti savundu.
Mücahit Haniyye
İsrail terör devletinin bütün baskı, şiddet ve şehit etmek için sürekli peşinde olmasına rağmen yiğitçe direndi.
Ümmet adına Kudüs ve Mescid-i Aksa davasını küçük yaşlardan itibaren omuzlayan, bu konuda en ufak bir tereddüt göstermeden ve korkmadan ileri atılan mücadeleyi hayat tarzı haline getiren bir yiğitti.
Aile Babası Haniyye
Şehit İsmail Haniye'nin kızı Latifa Haniye:
"Allah'a hamd olsun ki, onun şehadeti bizi onurlandırdı.
Bu temiz beden artık dinlenmeli.” dedi.
Oğlu Abdüsselam Haniye:
"Babamın kanı, en küçük Filistinli çocuğun kanından daha değerli değil. Onunla gurur duyuyoruz ve başımız dik.
Babam vatanseverlik yolculuğu sırasında dört suikast girişiminden sağ kurtuldu ve bugün Allah ona her zaman arzuladığı şehitliği bahşetti”.
Gelini İnas Haniye: “Kadere ve ilahi kadere razı olan kalplerimizle, övülmeye ihtiyacı olmayan bir adamın şehadetine başsağlığı dileriz.
Gözümüzün nuruydu.
O büyük bir komutan ve kahramandı.
Allah'ın rızası dışında hiçbir şeyi ifade etmiyoruz.
Allah bu musibette sabır göstermemizi nasip etsin.
Bu dünya fanidir ve Allah'ın izniyle buluşmamız cennette olacaktır. Elveda milletin lideri, yeryüzü seni kaybetti, şimdi cennet ehli sevinsin.
Ömür boyu ağlasak senin hakkını ödeyemeyiz.
Elveda Büyük Komutan!”
Ey Şehitler Babası Güzel Şehit;
Senin azmin, gayretin ve samimiyetin ümmetin gençliği için en güzel örneklerden biri olacaktır.
Yaklaşık bir asırdır Filistin’de ve 300 günden fazla bir zamandır hassaten Gazze’de şehit olanlarla ailenin en yakınlarının şehadetlerini eşit tutan liderliğine ve İslam kardeşliği anlayışına şahidiz.
İhlasınla bütünleşen celadetinin kükreyen sesi ile Kur’an okurken gösterdiğin teslimiyeti yüreklerimize nakşettik.
Biliyor ve inanıyoruz ki, ümmetin savrulduğu, katliamları zillet içinde seyrettiğimiz bu kara günler de geçecek.
Her halükârda biz, senin onurlu mücadeleni, Hak, hakikat, hürriyet ve adalete olan bağlılığını unutmayacağız.
Yolun yolumuzdur güzel insan.
Şehadetin mübarek olsun.