AYHAN ÖZ - ERKEN YAŞTA ÇOCUKLARA İNANÇ ÖĞRETİMİ VERİLEBİLİR Mİ? - 23 Ekim 2023 Pazartesi

AYHAN ÖZ - ERKEN YAŞTA ÇOCUKLARA İNANÇ ÖĞRETİMİ VERİLEBİLİR Mİ? - 23 Ekim 2023 Pazartesi

AYHAN ÖZ - ERKEN YAŞTA ÇOCUKLARA İNANÇ ÖĞRETİMİ VERİLEBİLİR Mİ? - 23 Ekim 2023 Pazartesi


İnanmak insan için çok temel bir gereksinim. Hayatta yol alırken bu gereksinimin uygun kanallardan karşılanması, sağlıklı araç ve ortamlarla desteklenmesi gerekir. Zira tüm gelişim alanları gibi inanç gelişimi de bir süreklilik içinde gerçekleşir. Onun kesintiye uğraması ya da yara alması kişinin inanç dünyasına büyük zarar verir. İnanç gelişimi noktasında bütün yaşlar önemli olmakla birlikte çocukluk dönemi ayrı bir öneme sahiptir.  

 

Konu inanç gibi soyut bir alan olunca meselenin farklı gerekçelerle tartışıldığına şahit oluyoruz. Konunun taraflarından biri erken yaşta inanç gibi soyut bir alanın çocuklara öğretiminin pedagojik olmadığını iddia ediyor. Konun pedagojik temelde tartışılması elbette ki anlamlı. Fakat pedagojik görünümlü ideolojik bir önyargıyla karşılaşıyoruz çoğu kez. Zira pedagojik perspektifle bu alanda söz söyleyenlerin bir kısmına itibar edip diğer bir kısmını yok saymak bilimsel bir tavır olamaz. Örneğin okul öncesinde çok itibar edilen bir isim olan Maria Montessori’yi yere göğe sığdıramayan ancak onun erken çocuklukta çocuklara din öğretimini mümkün ve gerekli gören yaklaşımını hiç ama hiç konu etmeyen bir tavrın bilimselliği tartışmalıdır. Yine Piaget’nin somut işlem dönemini sınır kabul edip bu dönem öncesinde çocuklara din diye bir alanı öğretmeyi mümkün görmeyenlerin Piaget’in takipçilerinden Elkind gibi isimlerin dinî gelişimi çok daha erken yaşlara indiren yaklaşımını yok sayması da bilimsel ve pedagojik bir tavır olarak görülemez.

 

Diğer taraftan din öğretiminin mümkün olduğunca küçük yaşlarda başlatılması gerektiğini savunan ve çocuklara her türlü dinî konunun erken yaşlarda verilmesinin önem ve gereği konusunda ısrarcı olan bir tavırla da karşılaşıyoruz. Dini öğretelim de nasıl öğretirsek öğretelim türünde bir kabule dayanan bu tavrın da problemli olduğu aşikâr. Çocuğun ihtiyaç ve gerçeklerini dikkate almayan ve çocukları taşıyamayacakları büyük bir yükün altına iten bu tavır de bizi sağlıklı bir noktaya götürmekten uzak. Çocukları teorik bilgilere boğan, katı disiplini bir terbiye aracı olarak kabul eden, çocukların duygu dünyasında büyük kırılma ve boşluklara neden olan bu tavır da ciddi bir eleştiriyi hak ediyor.

 

Meseleyi aklı selim ile ele almak gerekiyor. Ben çocuğumu kendi dinim üzere eğitmek istiyorum diyen bir veliye bunu doğru bulmuyoruz demek ve onu bundan mahrum bırakmak her şeyden önce kişi haklarına aykırı.  İşin pedagojik tarafına gelince mesele dini öğretmek ya da öğretmemek olarak tartışılmamalı. Tartışılması gereken nokta dinin hangi boyutunu hangi usul ve yöntemlerle öğreteceğimiz kısmı. Tüm gelişim alanları gibi çocukların inanç gelişimleri de sağlıklı ve kesintisiz bir şekilde desteklenmeli. Bunu yaparken çocuklara uygun bir içerik ve yöntem belirlenmeli.

 

Elbette ki çocuğa bir yetişkine anlatır gibi Allah’ı anlatamayız. Allah’ın doktan dokuz ismini ezberleyip bize açıklamasını bekleyemeyiz. Ama onlara bizi ve her şeyi yaratanın Allah olduğunu, bizim için farklı farklı nimetler var ettiğini fark ettirebiliriz. Bunun için uzun anlatılara gerek yok. Çocuk yaşarken, oynarken ve hayal kurarken öğreniyor. Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğu alt mesajını bir masalın içinde, bir çiçekle karşılaştığında ya da bir oyun esnasında onlara verebiliriz. Mesele ezbere, takır takır Allah’ın isimlerini saymak değil; mesele bir çiçeğe, bir ağaca bakıp çocuğun Allah’ın yaratıcı vasfını görmesini sağlayabilmek. Çocuklar basit düşünür, hızlı öğrenir ve kolay inanır. Çocuklara erken yaşta inanç eğitimi verilebilir ve verilmelidir; ancak bu süreç, çocukların kendi gerçeklerini dikkate alarak yürütülmek durumundadır.

 

https://www.dunyabizim.com/erken-yasta-cocuklara-inanc-ogretimi-verilebilir-mi-makale,3050.html