Ebubekir Efendi Şehrizorlu olup ilk tahsilini burada atası Emîr Süleyman’ın kurduğu medresede yaptı. İstanbul’da başladığı İslamî eğitimini Bağdat’ta tamamladı. Ailesiyle birlikte Erzurum’a yerleşti. 1862’de İstanbul’a gelmişti. Osmanlı hükümeti onu Ümitburnu’ndaki Müslümanlara dinî eğitim vermekle görevlendirdi. O sıralar, Hollandalıların Cava adalarından esir olarak getirdikleri 3 milyon civarında Müslümanın yaşadığı Güney Afrika’nın İngilizlerin idaresine geçmesinden sonra buradaki Müslüman cemaatin eğitimine ihtiyaç duyulmuştu. Müslümanlar arasındaki bâtıl inançlara dayalı gruplaşmalar sık sık çatışmalara yol açıyor, bu durum sömürgeci İngiliz yönetimini zora sokuyordu. Hacca gidenler inanç ve ibadetlerinin diğer Müslümanlarınkinden farklı olduğunu gördükçe kargaşa artıyordu. Müslümanlar 1861’de bölgenin İngiliz genel valisine başvurarak İslâm dünyasının hamisi olan Osmanlı Devleti’nden, kendilerine dinlerini doğru öğretecek bir âlim istediler. Konu Osmanlı hükümetine aksettirilince o sırada İstanbul’da bulunan Ebûbekir Efendi, Dîvân-ı Ahkâm-ı Adliyye’nin 17 Mayıs 1862 tarihli kararı ve Sultan Abdülaziz’in onayı ile bu iş için görevlendirildi. Yanına bir yardımcısı ile gerekli kitapları da alan Ebûbekir Efendi, İstanbul’dan 3 Eylül 1862 tarihinde ayrılıp Londra’ya gitti ve İngiliz Dışişleri yetkilileriyle görüştü. Londra’da iki ay kaldıktan sonra Liverpool’dan gemiye binerek 17 Ocak 1863’de Cape Town’a ulaştı.
Kırım Harbi (1856) ve sonrasında Rusya’ya karşı Osmanlı’yı destekleyen İngiltere ile ilişkilerimiz iyi idi.
Bölgenin İngiliz genel valisi ve Müslümanlar tarafından büyük ilgiyle karşılanan Ebubekir Efendi’ye Arapçayı ve mahallî Felemenkçeyi bilen bir tercüman tahsis edildi. Yaptığı incelemelerde, buradaki Müslümanların, sakalını kesenin kâfir olup cenaze namazının kılınmayacağı, bıyıklarını tıraş etmeyenlerin Müslüman sayılmayacağı, ağızda çiğnenen bir tür enfiyenin orucu bozmayacağı gibi tartışmalar içinde olduklarını ve bazı çıkarcıların halkın dinî duygularını sömürdüğünü tespit etti. Bu cehalete son vermek için önce Cape Town’ın merkezinde çocuklar için bir mektep açtı. Yardımcısı Ömer Lutfi ile birlikte talebelere önce Kur’an okumayı öğretti. Hâfızlığını tamamlayanları hoca olarak istihdam etti. Derslerinin kaynağı akaidde Ebû Hanîfe’nin el-Fı?hü’l-ekber’i, fıkıhta Halebî’nin Mülte?a’l-eb?ur’u idi. Yetişkinlere ve hanımlara ayrı programlar yapıyor, pazar günleri de halka Rû?u’l-beyân tefsirinden vaazlar veriyordu.
Çalışmalarının etkili olması için mahallî Felemenkçe ve İngilizce öğrenen Ebûbekir Efendi, İslâmî tebliğ faaliyetlerine girişti. Bölge Müslümanları, dinî meselelerini sormak için ona geliyor, kendisini ülkelerine davet ediyorlardı. Bu çerçevede Mozambik’e de birkaç defa gitti. Şâfiî mezhebinin bölgedeki en önemli öğreticisi Tuan Guru’nun (öl. 1807) torunlarını da talebeleri arasına katmasına rağmen, diğer mezhepleri benimseyenlerin kâfir olacağını ileri süren bazı çıkarcı hocaların muhalefetiyle karşılaştı. Ancak daha önce hacca gidip inançlarındaki karışıklığı gideren Müslümanların yardımlarıyla bu güçlükleri aşabildi.
Bu arada Ümitburnu’ndaki Müslüman yerleşim merkezlerini gezen Ebûbekir Efendi, halifeye bağlılıklarını hâlâ koruduklarını tesbit ettiği bölge halkıyla daha ileri düzeyde ilişki kurulmasını İstanbul’a rapor etti. Ayrıca Arapça ve Felemenkçe kitaplar yazdı: Beyânü’d-dîn ve Merâ?ıdü’d-dîn adlı kitapları önemli iki eseridir. Beyânü’d-dîn şarkiyatçılarca İngilizceye çevrildi. Eylül 1877’de İstanbul’a gitti. Rusya ile savaş sıkıntısına rağmen her iki kitabın 1500’er adet basımını sağladı. Hükümete sunduğu raporda dil bilir, ahlâklı ve idealist hocaların bölgede İslâm’ı yayabileceğini belirtti. İstanbul dönüşü çalışmalarını sürdüren Ebûbekir Efendi 1880’de Cape Town’da vefat etti. İlki Hollanda asıllı bir hanımla, ikincisi meşhur Kaptan Cook’un akrabası gemici Jeremiah Cook’un kızı ile olmak üzere iki evlilik yapmış; ikincisinden Ahmed Atâullah, Hişâm Ni‘metullah ve Ömer Celâleddin adlarında üç oğlu olmuştu. İyi bir âlim olan büyük oğlu Ahmed Atâullah Efendi 1884’te Kimberley’deki ilk Osmanlı okuluna müdür, 1900’de Singapur’a ilk Osmanlı şehbenderi olarak görevlendirildi. 1903’te öldü. Mekke’de tahsil gören ikinci oğlu Hişâm Ni’metullah Efendi de bölgede ciddi İslâmî hizmetler yaptı (TDV İslâm Ansiklopedisi).
Ebûbekir Efendi ilmi faaliyetleriyle, Güney Afrika’daki Müslüman topluma yeni bir kimlik kazandırmış, aralarındaki mezhep ayrılıklarına son vermiş ve onların dinî-sosyal birliklerini büyük oranda sağlamıştır.
Merhum Ebûbekir Efendi gibi kuşatıcı ve birleştirici yeni İslâm davetçilerini yetiştirebilmek duasıyla.
TAZİYE: İslâm’ın bayraktarı olan ecdadı yeni nesillere sevdiren Yavuz Bahadıroğlu ağabeye Allah’tan rahmet diliyorum. Mekânı Cennet olsun.
Not: Yeni Akit gazetesinden alıntıdır.