Abdullah Yıldız - İmam Hatip Destanı 26 Temmuz 2022

Abdullah Yıldız  - İmam Hatip Destanı 26 Temmuz 2022

Abdullah Yıldız - İmam Hatip Destanı 26 Temmuz 2022


Gündem yoğunluğu nedeniyle gözlerden kaçan bir güzelliği bu yazı ile gündeme taşımak istiyorum: İmam Hatip Liseli öğrencilerimizin üniversite giriş sınavlarında elde ettikleri başarılar her yıl artarak devam ediyor. İmam Hatipliler son üç yılda kazandıkları kitlesel başarılarıyla adeta destan yazdılar.

Son 3 yılda ilk 1000’e giren AİHL öğrencilerinin illere göre derece dağılımındaki yükseliş grafiği şöyle:

2020’de 28 ilden 279 derece, 2021’de 38 ilden 387 derece, 2022’de 43 ilden 436 derece İHL’lilerin.

Son 3 yılda ilk 100.000’de ise imam hatip liseli öğrenciler; 2020’de 26 bin 169, 2021’de 31 bin 90, 2022’de 37 bin 887 derece elde etmişler.

Bu başarı ilk 100’de çok daha belirgin: 2020’de 27, 2021’de 42, 2022’de 57 derece imam hatiplilerin.

Bu veriler Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı Din Öğretimi Genel Müdürlüğünden alındı (Bu arada, İmam Hatip ortaokullarında başarılı olup da Fen Lisesi vb.’ne girenler ile AİHL son sınıfta üniversite sınavına hazırlanmak için Temel Liselere geçenlerin bu grafiklere dahil olmadıklarını da hatırlatalım). 

Bu başarı destanına imza atan M. E. Bakanlığımızı, Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüzü, bütün proje, Anadolu ve diğer İmam Hatip liselerimizin öğrencilerini, öğretmenlerini, idarecilerini ve velilerini tebrik ederken, bir “imam hatipli” olarak bu başarıdan onur duyduğumuzu ifade ve ilan ediyoruz. Bu ifadeleri kullanırken de “imam hatipçilik” yapmadığımızı ve diğer okulları ötekileştirmediğimizi, aksine bütün okullarımızı imam hatipler gibi maddi ve manevi yönden başarılı görmek istediğimizi hatırlatma gereği duyuyoruz. Yıllar yılı önü kesilmeye çalışılan, her askeri darbe döneminde darbe yiyen ve özellikle de üniversitelere girişlerde “alan sınırlaması” ile önleri kesilerek mağdur edilen ve neredeyse kapanmakla yüz yüze gelen İmam Hatiplilerin bu haklı başarılarını kimse oraya-buraya çekerek gölgelememelidir. 

Ancak, tam da bu noktada bu onur tablosu çok iyi anlaşılıp çok iyi değerlendirilmelidir:

Öncelikle, imam hatipleri bu başarıya taşıyan faktörler iyi ve doğru tahlil edilmelidir: Din Öğretimi Genel Müdürlüğümüzün “Hedef YKS” projesi kapsamında planladığı ortak çalışmaların Anadolu İmam Hatip Liseleri tarafından adım adım hayata geçirilmesinin üniversite giriş sınavında her geçen yıl artan yükselişte en belirleyici etken olduğu biliniyor. Yani imam hatip liseleri, öğrencilerini YKS’ye hazırlamada oldukça başarılı bir performans ortaya koymak suretiyle son üç yılda belirgin bir onur grafiği sergilediler.

İkincisi; Türkiye’de yıllardır yukarıdan aşağı dayatılan “batıcı” eğitim anlayışının bir gereği olarak uygulanan “karma eğitim” modelinin imam hatip okullarında uygulanmayıp, kız ve erkek imam hatiplerin ayrı ayrı eğitim yapması, bizce derse odaklanmayı ve başarıyı etkileyen ikinci önemli faktördür. Eğitimci Ali Erkan Kavaklı’nın, “Yüzyılın Büyük Pedagojik Yanlışı Karma Eğitim” kitabı, 1960’larda tüm dünyada modalaştırılan karma eğitimin iflas ettiğini özellikle Almanya’dan verdiği ilginç örneklerle ortaya koyuyor. 

Üçüncüsü; imam hatipler ‘çift kanatlı’ eğitim yapıyor: AİHL müfredatı Tefsir, Hadis, Fıkıh, Kelam gibi din ilimlerinin yanında fen ve sosyal bilimlere de yer vererek dengeli ve idealist şahsiyetlerin yetişmesini sağlıyor. Bizimuttakilere (Allah’tan korkup günahlardan sakınan ve sorumluluk sahibi olanlara) imam (önder/lider) eyle (Furkan, 74) ayetini kendisine şiar edinen -Akif’in Âsım’ın nesli dediği- imam hatip nesli, sadece Türkiye’nin değil, ümmetin ve bütün insanlığın geleceğini şekillendirmeye talip oluyorlar.

Öyleyse; şu çağrıyı tekrarlamanın tam zamanıdır: Gelin, merhum filozof Prof. Dr. Teoman Duralı’nın dediği gibi, İmam Hatip müfredatını ve modelini bütün okullarımıza taşıyalım. Böylece maddi manevi ilimlerle mücehhez, her alanda çağın meydan okumalarına cevap üretebilecek kuşaklar yetiştirelim…  

Bu vesileyle, kalemini, kelamını ve bütün bir ömrünü, imam hatip nesli başta olmak üzere tüm gençliğimizin ve insanımızın “Müslümanca düşünmesi” ve “Müslümanca yaşaması” idealine vakfeden ve yazdığı kitaplarla da böyle bir geleceği ilmek ilmek dokuyarak “bu dünya sürgününü” tamamlayan, “Gül Yetiştiren Adam” Rasim Özdenören ağabeye Allah Teala’dan gani gani rahmetler ve mağfiretler niyaz ediyorum. Rabbim mekanını Cennet, makamını âlî eylesin. Âmin.