Rıdvan KAYA - Tarihi CHP’yi mi özlemiştiniz? - 11 Mart 2021

 Rıdvan KAYA  - Tarihi CHP’yi mi özlemiştiniz? -  11 Mart 2021

Rıdvan KAYA - Tarihi CHP’yi mi özlemiştiniz? - 11 Mart 2021


En son Bülent Turan’ın CHP’yi Atatürkçülükten uzaklaştığı şeklindeki eleştirisinde olduğu gibi, AK Parti adına kimi zaman yapılan eleştiriler politik olarak rakibi yıpratma adına hiçbir ilke ve tutarlılık gözetilmediğini gösteriyor.

İktidar çevrelerinde bir müddettir CHP’ye yönelik ilginç bir eleştiri üslubu dikkat çekiyor. CHP geçmişinden, ilkelerinden, köklü çizgisinden sapmakla suçlanıyor. Kimi zaman HDP ile ilişkiler bağlamında, kimi zaman devletçi refleksle bağdaşmayan bazı tutumları ve yaklaşımları nedeniyle iktidar sözcüleri CHP yönetimini ve Kılıçdaroğlu’nu Atatürkçü çizgisine sırt dönmekle, ihanetle eleştirebiliyorlar.

Bu eleştirilerin özünde rakibi açığa düşürme, zor durumda bırakma, rakibin iç çelişkilerini derinleştirme çabası öne çıkıyor. Bu yönüyle politik zeminde anlaşılabilir bir yaklaşım olarak görülebilir, nihayet ortada bir mücadele var ve rakibi yıpratmak da kazanma güdüsünün getirdiği bir taktik olarak öne çıkabiliyor.

Peki, bu eleştiriler eleştirenin kendi çizgisiyle uyumlu, iç tutarlılığıyla bağdaşır şeyler mi, hayır! Bilakis AK Parti’nin siyaset hattı ve bugüne kadar ki uğraşlarıyla tam bir zıtlık oluşturuyor. Bu yüzden de tutarsız, dayanaksız eleştiri olma kategorisine düşüyor.

Durumu netleştirmek için şöyle soralım: CHP’nin –iddia edildiği üzere- klasik çizgisinden uzaklaşmış olması AK Parti iktidarının 2002’den beri sürdürdüğü ve ‘vesayetle mücadele’ kavramıyla tanımladığı yaklaşımını kolaylaştırıyor mu, zorlaştırıyor mu? Kuşkusuz kolaylaştırıyor. Bunun için çok tefekküre de ihtiyaç yok! Bugün iktidar çevrelerinin çok ilginç bir şekilde ‘rahmetle’ andığı Baykal döneminde başörtüsü yasağından, 27 Nisan darbe girişimine, yargı despotizminin ortaya çıkardığı dayatmalara dair sayısız meselede CHP’nin tavrı unutulmuş olamaz!

Kılıçdaroğlu yönetiminin çark etme görüntüsünün ciddiyetini tartışabiliriz elbette. Bizim açımızdan da hiçbir samimiyet içermeyen, mecbur kalındığı için girilen bir güzergah bu! Tamamen pragmatik bir tutum alış! Özde resmi ideolojik despotizme bağlılık korunduğu müddetçe ve geçmişte sergilenen zalimane tutum alışlarla açık, net bir hesaplaşma ve ret tavrı ortaya konulmadıkça hiçbir inandırıcılık arzetmeyecek bir görünüm sadece.

Buna rağmen görüntüde bile kalsa bu durumun iyi bir şey, bir kazanım olduğunu, en temelde hem iktidar çizgisi hem de toplumun dindar-muhafazakar kesimleri açısından bir ilerleme, daha doğrusu karşı tarafı ‘geriletme’ olduğu görülmeli. İslami kimliğe açık düşmanlık herhalde daha tercih edilebilir bir şey olmasa gerek! Bu yüzden samimiyet ve içtenlik boyutu itibariyle tartışmak, eleştirmek anlamlı olabilir ama CHP’nin resmi ideolojik despotizmin kimi renklerinden uzaklaşma tavrını/görüntüsünü çizgisel sapma şeklinde tartışmak son derece anlamsız ve yanlış bir tutum.   

Aynı şekilde partiye en son transfer edilen milletvekiliyle ilgili olarak da söylenebilecek bir dizi söz var. İnsanların düne kadar izledikleri çizgiyi, kısa bir süre önce sarfettikleri onca sözü bu kadar kolay terk edebilmeleri gerçekten çok düşündürücü ve eleştiriyi, ayıplanmayı hak etmekte.    

Ne var ki, AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın twitter mesajında serdettiği şekilde bir eleştiri içerik itibariyle hiçbir ilke gözetmeyen, çelişik, dayanaksız bir tutum olarak öne çıkıyor. Neymiş? Milliyetçi, Atatürkçü, ulusalcı oldukları bilinen isimleri CHP partisinden kovuyormuş ve ömrü CHP ile kavgayla geçmiş isimleri davet ediyormuş! Burada hata nerede, neden rahatsız oluyorsunuz?

Eğer CHP yönetimi bahsedilen isimleri, yani Kemalist-laik despotizmin aynen sürdürülmesini savunan, faşizan eğilimli tipleri partiden uzaklaştırmışsa çok iyi bir iş yapmış demektir. Bu eleştirilmesi değil, desteklenmesi gereken bir adımdır.

Hele AK parti Grup Başkanvekili’nin mesajında bir tanımlama var ki o zaten hepten uçuk kaçmış: Tarihsel CHP’ye özlem!

Bu kadar da olmaz! Siyasal mücadele bu değildir! Rakibi alt etmek adına kendi çizginizi ayaklar altına almamalısınız! Aklı ve mantığı yok sayamazsınız! ‘Tarihteki CHP’ dediğiniz şey tek parti diktatörlüğüdür, yasakçılıktır, ezan, örtü, Kuran karşıtlığıdır. Açık İslam ve halk düşmanlığıdır. Herhalde bizzat kendinizin bunca mücadele ettiği o CHP’yi özlemiş olamazsınız değil mi?    

Kaynak / haksozhaber.net